
Yunanistan'ın son hamlesi, Ege'nin hassas dengelerine adeta bir kibrit çaktı. Geçtiğimiz günlerde iki yeni deniz parkı ilan eden komşu ülke, Türkiye'nin tepkisini çekmekte gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen açıklama, diplomatik nezaketin arkasındaki çelik iradeyi ortaya koyuyor.
"Tek taraflı hareketler kabul edilemez" diyen yetkililer, bu adımın uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı. Peki ama Yunanistan neden şimdi? Bazı uzmanlara göre bu, bölgedeki gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramayacak boş bir hamle.
Kırmızı Çizgiler Net
Türkiye'nin pozisyonu kristal berraklığında: Ege bir ortak yaşam alanı. Tek taraflı kararlarla bu dengeyi bozmaya kimsenin hakkı yok. Dışişleri kaynakları, "Gereken her türlü diplomatik ve hukuki adım atılacaktır" uyarısını yaparken, Yunan tarafının bu provokatif tutumdan vazgeçmesi gerektiğinin altını çizdi.
Öte yandan, bölgedeki balıkçılar endişeli. "Bizim sularımız, bizim geçim kaynağımız" diyen küçük ölçekli balıkçılar, Yunanistan'ın bu hamlesinin kendi yaşamlarını tehdit ettiğini söylüyor. Deniz parkı ilanlarının arkasındaki gerçek niyet ne? Kimileri bunun enerji kaynaklarıyla ilgili olduğunu iddia ederken, kimileri de sembolik bir güç gösterisi olduğunu düşünüyor.
Diplomasi Masası Geriliyor
Olayın en ilginç yanı, iki ülke arasındaki diyalog kanallarının aslında son dönemde nispeten açık olması. Tam da normalleşme sinyalleri alınırken böyle bir adım atılması, Atina'daki bazı çevrelerin barışçıl sürece soğuk baktığını gösteriyor olabilir mi?
Türk yetkililerin son dakika açıklamaları oldukça net: "Komşumuzla iyi ilişkiler istiyoruz ama egemenlik haklarımızdan asla taviz vermeyeceğiz." Bu cümle, Ankara'nın kırmızı çizgilerinin değişmediğinin en açık ifadesi.