Kim derdi ki? Tam da en kötüyü düşünürken, ekonomimizden nefes kesen bir hamle geldi. İç pazarda öyle canlı bir hareketlilik var ki, rakamlar adeta baharın gelişini müjdeliyor.
Nereden mi çıkarıyoruz bunu? Şöyle anlatalım: Tüketici artık daha az çekingen. Cüzdanını daha rahat açıyor – ki bu, her şeyin başlangıcı aslında. Perakende sektöründeki hareketlilik, özellikle dayanıklı tüketim mallarında gözle görülür bir sıçrama var. İnsanlar beklemekten sıkılmış olmalı ki, erteledikleri harcamalara yöneliyor.
Sanayide Makineler Yeniden Daha Hızlı Dönüyor
Fabrikaların bacaları tütmeye başladı desem, abartmış olmam. Sanayi üretim endeksi, geçen aya kıyasla kayda değer bir yükseliş kaydetti. Talep artışı, üreticiyi de harekete geçirdi. Üretim bandındaki bu canlanma, istihdam verilerine de yansımaya başladı – ki aslında en sevindirici olan da bu bence.
Peki ya hizmet sektörü? Orada da durum farklı değil. Restoranlar, kafeler, turizm noktaları... Hepsi daha kalabalık. İnsanlar dışarı çıkıyor, harcama yapıyor, sosyalleşiyor. Bu da ekonomik döngünün sağlıklı bir şekilde işlemesine olanak tanıyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomi çevrelerinde iyimserlik hakim. Kimi analistler, bu toparlanmanın sürdürülebilir olması için enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Diğer yandan, döviz kurlarındaki nispi stabilite de iç talebin desteklenmesinde önemli bir rol oynuyor.
Tabii tüm bu gelişmeler, küresel ekonomik belirsizliklerin gölgesinde yaşanıyor. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Yerli dinamiklerimiz, dış şoklara karşı oldukça dirençli bir görüntü çiziyor. Bu da bize özgüven veriyor doğrusu.
Kısacası, ekonomideki bu bahar havası –eğer doğru politikalarla desteklenirse– uzun soluklu bir büyüme trendine dönüşebilir. Bekleyip göreceğiz. Ama şimdilik, gelen veriler umut vaat ediyor.
