Geldi beklenen haber! Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2026 yılına damgasını vuracak finansman planının detaylarını nihayet açıkladı. Bu, sıradan bir bütçe planı değil - adeta ekonominin nabzını tutacak dev bir yol haritası.
Peki ne mi var bu planda? Öncelikle şunu söyleyelim: Hazine, 2026'da tam 2 trilyon 750 milyar liralık bir finansman ihtiyacını karşılamaya hazırlanıyor. Bu rakam gözünüzü korkutmasın - zira plan öyle detaylı ki, her kuruşun nereye gideceği belli.
Borçlanma Stratejisinde Devrim Gibi Değişiklikler
İşin en çarpıcı yanı, borçlanma stratejisindeki köklü değişim. Artık dış piyasalara olan bağımlılık azalıyor, yerli ve milli kaynaklara yönelim hız kazanıyor. TL cinsinden borçlanma oranı %68'e fırlarken, döviz cinsinden borçlanma ise %32'ye geriliyor.
Yani şöyle diyelim: Doların, euronun esareti son buluyor, TL'ye güven tavan yapıyor!
Faiz Politikasında Sürpriz Beklentiler
Faiz konusuna gelince... Burada da sürprizler var. Sabit faizli borçlanma oranı %60'ı bulurken, değişken faizli işlemler %40'ta kalacak. Aslında bu, Hazine'nin faiz dalgalanmalarına karşı nasıl bir koruma kalkanı oluşturduğunun da göstergesi.
Biliyorsunuz, son dönemde faizlerdeki inişli çıkışlı seyir herkesi tedirgin ediyordu. İşte Hazine tam da bu noktada "ben hazırım" diyor adeta.
Vade Yapısındaki Akıllı Manevra
Vade yapısındaki dağılım ise gerçekten dikkat çekici:
- 1 yıla kadar vadeli borçlanma: %25
- 1-2 yıl arası: %30
- 2-3 yıl arası: %20
- 3-5 yıl arası: %15
- 5 yıl ve üzeri: %10
Bu dağılım, Hazine'nin kısa vadeli riskleri nasıl yönettiğini gösteriyor. Uzun vadelere doğru çıkıldıkça oranlar düşüyor ama bu bir zayıflık değil, tam tersine stratejik bir hamle.
Düşünsenize, ekonomi yönetimi öyle ince hesaplar yapmış ki... Kısa vadede likidite ihtiyacını karşılarken, uzun vadede de yükü hafifletmeyi başarıyor.
Peki Ya Finansman Araçları?
Finansman araçları denince akla gelen her şey bu planda mevcut. Devlet tahvillerinden özel sektör borçlanma araçlarına, halka arzlardan kamu bankaları kaynaklarına kadar tüm enstrümanlar masaya yatırılmış.
Özellikle iç borçlanma senetlerinin payının artırılması, yerli yatırımcıyı öne çıkaran bir yaklaşım. Sanki Hazine bize "kendi kaynaklarımızla kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız" mesajı veriyor.
Sonuç olarak, 2026 yılı için çizilen bu finansman tablosu oldukça iddialı görünüyor. Ekonomi yönetimi riskleri minimize ederken, fırsatları maksimize etmeye çalışıyor. Tabii uygulama sürecinde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
Bir finans uzmanı değilim ama şunu söyleyebilirim: Bu plan, ekonominin geleceği açısından oldukça umut verici. Yeter ki istikrar bozulmasın, siyasi belirsizlikler gölge düşürmesin...