Geldik mi şu kritik eşiğe? Ekonomi gündemimizde 2026 yılı adeta bir milat olacak gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı o stratejiler, ülkenin geleceği için gerçekten belirleyici olacak.
Aslında işin özü şu: Enflasyonla mücadele artık çok daha farklı bir boyuta taşınıyor. Faiz politikalarındaki o 'yumuşak geçiş' dedikleri şey -ki bence biraz riskli- 2026'ya kadar devam edecekmiş. Yani demem o ki, piyasalar biraz daha bu dalgalanmalara hazırlıklı olmalı.
Yatırım Hamleleri Hız Kesmeyecek
Şimdi gelelim asıl meseleye. Altyapı yatırımları konusunda tam gaz devam kararı var. Yollar, köprüler, hastaneler... Hepsi planlanan takvimde ilerliyor. Ama bence asıl dikkat çeken, enerji alanındaki o dev projeler. Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları için 2026 adeta patlama yılı olacak.
İhracatta hedefler gerçekten iddialı. '250 milyar dolar' rakamı havada uçuşuyor ama -açıkçası- biraz zorlayacağız gibi. Ancak şu var ki, yeni pazarlara açılım stratejileri işe yararsa, neden olmasın?
İstihdam ve Turizmde Canlanma Beklentisi
İşsizlik oranlarındaki o inatçı yüksek seviyeler... Biliyorum, herkesin canını sıkıyor. Ama 2026 için öngörülen istihdam paketleri umut verici. Özellikle teknoloji ve yeşil enerji sektörlerinde ciddi iş imkanları doğacak.
Turizm sektörü ise -inanın- pandemi sonrası en parlak dönemine hazırlanıyor. 60 milyon turist hedefi belki biraz iyimser ama, sektör temsilcileriyle konuştuğumda gerçekten umutlular.
KOBİ'ler için ayrılan teşvik paketleri de unutulmamış. Faiz destekleri, vergi indirimleri... Küçük işletmelerin ayakta kalması için her türlü önlem düşünülmüş.
Son bir not: Dijital dönüşüm artık lüks değil, zorunluluk. 2026'ya kadar kamu kurumlarının tamamının dijitalleşmesi hedefleniyor. Vatandaş olarak bizlere de bu sürece ayak uydurmak düşüyor.