Alman ekonomistlerden gelen son açıklamalar, Türkiye ekonomisi için pek de iç açıcı tablolar çizmiyor. Hani derler ya 'gözümüz aydın' diye, tam tersine adeta bir soğuk duş etkisi yaratan bu değerlendirmeler, 2024'ün son çeyreğine kadar ekonomik anlamda ciddi bir rahatlama beklemememiz gerektiğini gözler önüne seriyor.
Peki neden mi? İşin aslı şu: Mevcut ekonomik politikalar ve küresel konjonktür, ne yazık ki kısa vadede olumlu sonuçlar vermekten oldukça uzak. Enflasyon canavarıyla baş etmek için uygulanan yüksek faiz politikası -ki doğru bir hamle aslında- hemen meyve vermiyor maalesef. Sabır gerektiriyor, zaman gerektiriyor.
Enflasyonla Mücadele ve Tüketiciye Yansımaları
Alman uzmanların altını çizdiği önemli noktalardan biri de tüketici tarafındaki davranış değişiklikleri. Vatandaşın cebindeki para erirken, harcamalarını kısmaya devam etmesi ekonomik hareketliliği yavaşlatıyor. Bu da üreticiden perakendeciye kadar her kademede hissediliyor.
Dolar ve euro karşısında Türk lirasının değer kaybetmesi ise işin diğer kritik boyutu. İthalat bağımlılığımız düşünüldüğünde, bu durum maliyetleri artırarak enflasyonu körüklüyor. Kısır döngü gibi görünse de aslında çözümsüz değil. Ancak zaman alacak.
Peki Ne Yapılmalı?
Alman ekonomistlerin önerileri arasında yapısal reformlar öne çıkıyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, üretimin desteklenmesi ve tasarrufların teşviki gibi uzun vadeli stratejiler olmadan kalıcı çözümler üretmek oldukça zor.
Kısa vadeli beklentilere gelirsek -ki çoğumuz buna odaklanıyoruz- önümüzdeki aylarda ekonomide dalgalı bir seyir göreceğiz. Fiyat istikrarına ulaşmak için daha çok emek, daha çok sabır gerekiyor.
Sonuç olarak, Almanya'dan gelen bu uyarıları ciddiye almakta fayda var. Ekonomi bir maraton, sprint değil. 2024'ü toparlanma yerine istikrar arayışıyla geçireceğiz gibi görünüyor. Hazırlıklı olmakta fayda var!
