Tam da o sıcak Urdu gününde, tarihin sayfaları arasında kaybolmuş gibiydi Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat. Pakistan'ın kalbinde, adeta zamanın durduğu bir yerde...
Şehitlik - kelimenin tam anlamıyla içinize işleyen bir yer. Bolat, burada yatan kahramanlarımızın her birinin hikayesini dinlerken, yüzündeki o derin saygı ifadesi gerçekten görülmeye değerdi. Sanki her mezar taşı, kendisine sessizce bir şeyler fısıldıyordu.
Tarihin İzinde Duygusal Anlar
Bakan Bolat'ın ziyareti sıradan bir devlet görevlisi programından çok daha fazlasıydı. Şöyle bir düşünün: İki ülke arasında köprü olmuş insanların ebedi istirahatgahında, geçmişle gelecek arasında kurulan o görünmez bağ... İşte tam da böyle bir andı.
Ziyaret sırasında -belki de en çok etkileyen kısım buydu- Bolat'ın her bir şehit için ayrı ayrı dua etmesiydi. O anlar, resmi protokollerin ötesine geçen samimi bir saygının ifadesi gibiydi.
İki Ülke Arasında Tarihi Köprü
Bu ziyaret sadece bir anma töreni değil, aynı zamanda Türkiye ile Pakistan arasındaki o güçlü bağın bir kez daha vurgulanmasıydı. İki kardeş ülkenin ortak tarihinden gelen o derin ilişki... Gerçekten etkileyici!
Bolat'ın şehitlik defterine düştüğü notlar ise -kelimenin tam anlamıyla- yürek burkan cinstendi. "Bu topraklarda yatan her bir kahraman" diye başlıyordu yazısı, "bizim için sadece bir isim değil, canlı bir tarih aslında."
Ziyaretin belki de en az konuşulan ama en önemli yanı şuydu: Bu tür anlar, devletler arası ilişkilerin sadece ekonomik veya siyasi boyutlardan ibaret olmadığını hatırlatıyor bize. İnsani bağlar, ortak acılar ve paylaşılan tarih - işte asıl güçlü olan bunlar.
Sonuç olarak, Bakan Bolat'ın bu anlamlı ziyareti hem geçmişe saygı hem de geleceğe umut mesajı taşıyordu. Urdu'daki Türk Şehitliği, artık sadece bir mezarlık değil, iki milletin kalbini birleştiren canlı bir köprü adeta.