Geldik mi yine o malum noktaya? Ekonomi gündeminin hareketli isimlerinden Can Holding için yeni bir sayfa açılıyor – hem de devlet eliyle. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), gruba kayyum atadığını resmen açıkladı. Peki şimdi ne olacak? Cevap: "Basiretli tâcir anlayışı" devrede.
TMSF'nin yaptığı yazılı açıklama, adeta sessiz bir fırtınanın habercisi gibi. Kurum, söz konusu şirketlerin artık titizlikle, öngörülü bir ticari zihniyetle yönetileceğinin altını çizdi. Yani, her hareket ölçülü, her karar hesaplı olacak.
Peki Neden Kayyum Atandı?
Aslında bu sorunun cevabı, Fon'un yetkilerinde gizli. TMSF, kanunla kendisine verilen yetkiyi kullandı ve şirketlerin mali yapısını, olası riskleri gözeterek bu adımı attı. Öyle "durduk yere" değil yani. Finansal istikrarı sağlamak, paydaşları korumak – hedef belli.
Kimileri için bu bir müdahale, kimileri için ise gerekli bir tedbir. Sonuçta piyasalar hassas, yatırımcı gözü kulağı açık. TMSF de tam bu noktada, "güvence" rolünü oynuyor. Şirketin ve bağlı ortaklıkların geleceği, şimdilik Fon'un çizdiği yolda ilerleyecek.
Basiretli Tâcir Ne Demek?
Osmanlı tokadı gibi eski ama bir o kadar da ağır bir tabir bu. Günümüz Türkçesiyle: İleriyi gören, tedbirli, dürüst, piyasa şartlarını iyi okuyan tüccar anlayışı. TMSF, kayyum marifetiyle tam da bu ruhu hâkim kılmayı planlıyor. Kâr odaklılık değil, sürdürülebilirlik ve güven ön planda.
Yani, şirket yönetimi artık daha şeffaf, daha hesap verilebilir ve – kim bilir – belki de daha istikrarlı olacak. Tabii bunun sonuçlarını zaman gösterecek. Piyasaların tepkisi, müşterilerin güveni… Hepsi merak konusu.
Son dönemde benzer operasyonlara aşina olan Türkiye ekonomisi, bu hamleyi de ciddiyetle takip ediyor. TMSF'nin geçmişteki uygulamaları hatırlanınca, kayyum atamanın aslında bir "son çare" olduğu da unutulmamalı. Yani, Fon, masaya yumruğunu vurmadan önce uzun süre düşünmüş olmalı.
Kısacası, Can Holding için yeni bir dönem başlıyor. Umuyoruz ki bu hamle, hem şirketin hem de ekonomimizin lehine sonuçlar doğurur. Bekleyip göreceğiz.
