
Dün akşamına doğru, tam da herkesin günün yorgunluğunu atmaya hazırlandığı saatlerde, Ankara'dan yankılanan bir ses ekonomik gündeme yeni bir soluk getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın o bildiğimiz kararlı duruşuyla dile getirdiği o sözler: "Tasarruf mevzu bahis olduğunda, zerre kadar tereddüdümüz yok."
Peki bu ne anlama geliyor? Şöyle ki: Devlet, kendi evinde tasarrufa gidiyor. Evet, yanlış duymadınız. Kamu kurum ve kuruluşları, artık daha sıkı bir kemer sıkma politikasıyla yönetilecek. İsrafın önüne geçmek, kaynakları daha verimli kullanmak için kollar sıvandı.
Peki Ya Somut Adımlar?
İşte bazı maddeler:
- Kamu binalarında enerji kullanımında ciddi kısıtlamalar getirilecek.
- Kağıt israfını önlemek için dijital dönüşüm hızlandırılacak.
- Alım ve harcama süreçlerinde çok daha sıkı denetim mekanizmaları devreye girecek.
Aslında bu, sadece devletin kendi bütçesini düzeltme hamlesi değil. Aynı zamanda vatandaşa da "hadi siz de" demenin bir yolu. Toplumun her katmanında tasarruf bilincinin yerleşmesi için atılmış somut bir adım.
Erdoğan'ın dediği gibi, "Bu bir tercih değil, bir zorunluluk." Ekonomik dalgalanmaların tüm dünyayı sardığı şu günlerde, yerli ve milli kaynaklarla ayakta kalmanın en önemli yolu belki de bu.
Sonuç olarak? Tasarruf, artık sadece bireysel bir seçim olmaktan çıkıp, topyekün bir milli seferberliğe dönüşüyor. Bakalım bu hamle, ekonomide nasıl bir karşılık bulacak? Göreceğiz.