Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye ekonomisiyle ilgili beklentilerini güncelledi ve bu güncelleme oldukça olumlu bir tablo çizdi. Daha önce açıkladığı tahminden daha iyimser bir rakam ortaya koyan banka, ekonominin direncini takdir etmiş görünüyor.
EBRD'nin son raporuna göre, Türkiye'nin 2024 yılı için öngörülen büyüme oranı %3.5'ten %4.2'ye yükseltildi. Bu, küresel belirsizliklerin gölgesinde dikkate değer bir iyileşme. Bankanın bu hamlesi, piyasalarda da olumlu yankı buldu. Kim derdi ki, enflasyonla mücadele sürerken böyle bir haber gelecek?
Peki Bu Revizyonun Arkasında Ne Var?
Aslında durup şunu sormak lazım: EBRD'nin tahminini değiştirmesine neden olan faktörler neler? Görünüşe göre, ihracattaki canlanma ve turizm sektörünün beklenenden daha güçlü bir performans sergilemesi bu kararın arkasındaki temel itici güçler. Özellikle yaz aylarında gelen turist sayısı, umutları bir hayli yeşertmiş durumda. Ayrıca, sanayi üretimindeki toparlanma da göz ardı edilemez.
Ancak işin bir de diğer tarafı var tabii. EBRD Başkanı Odile Renaud-Basso'nun da vurguladığı gibi, enflasyonist baskılar hala en büyük risk olarak duruyor. Yani, büyüme tahmini yükseltildi diye sevinirken, fiyat istikrarı konusundaki endişeleri de unutmamak gerekiyor. Bu, ince bir denge oyunu aslında.
Bölgedeki Diğer Ülkelere Kıyasla Durumumuz
EBRD'nin faaliyet gösterdiği bölge genelindeki ekonomilere baktığımızda, Türkiye'nin performansı ortalamanın bir hayli üzerinde kalıyor. Orta Avrupa ve Baltık ülkelerinde büyüme beklentileri nispeten daha mütevazı seviyelerde seyrederken, Türkiye öne çıkıyor. Tabii bu, bizim için bir gurur kaynağı olsa da, daha gidilecek çok yol olduğunu da hatırlatıyor.
Sonuç olarak, EBRD'nin bu revizyonu ekonomik politikalara bir nebze olsun güvenin arttığının bir göstergesi sayılabilir mi? Muhtemelen evet. Fakat uzmanlar, yapısal reformların hız kesmeden devam etmesi gerektiği konusunda hemfikir. Büyüme iyi hoş da, sürdürülebilir olması en az onun kadar önemli değil mi sizce de?
Önümüzdeki aylarda, bu iyimser tahminlerin ne kadarının gerçeğe dönüşeceğini hep birlikte göreceğiz. Ekonomi, canlı bir organizma gibi; sürprizlere her zaman açık.
