Emlak Katılım Bankası, 2025 yılının üçüncü çeyrek performansıyla Türkiye ekonomisine önemli bir kaynak aktarımı gerçekleştirdi. Banka, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %87'lik etkileyici bir büyüme kaydederek ülke ekonomisine 255 milyar TL kaynak sağladı.
Güçlü Finansal Performans
Emlak Katılım'ın üçüncü çeyrek finansal sonuçları, bankanın sürdürülebilir büyüme stratejisinin meyvelerini verdiğini gösteriyor. Banka, aynı dönemde net kârını %55 oranında artırarak 10.4 milyar TL'ye çıkardı. Bu performans, etkin bilanço yönetimi ve verimlilik odaklı stratejilerin başarısını yansıtıyor.
Bankanın aktif büyüklüğü 354 milyar TL'ye ulaşırken, toplanan fonlar 255 milyar TL seviyesine yükseldi. Kullandırılan fon büyümesi %98 düzeyinde gerçekleşti ve bu da bankanın reel ekonomiye desteğinin boyutunu ortaya koydu.
Sağlam Finansal Göstergeler
Emlak Katılım'ın risk yönetimindeki başarısı, finansal göstergelerine de yansıdı. Banka, %1.46 seviyesindeki takibe dönüşüm oranı ve %19.61 sermaye yeterliliği oranı ile sektördeki güçlü konumunu pekiştirdi.
Güçlü sermaye yapısı ve etkin risk yönetimi sayesinde banka, 2025 yılı üçüncü çeyreğinde özkaynak kârlılığını %60 seviyesinde tamamladı. Bu oran, katılım finans sektöründe dikkat çeken bir başarı olarak öne çıkıyor.
Stratejik Büyüme Adımları
Emlak Katılım, finansal ekosistemini güçlendirmek amacıyla önemli stratejik adımlar attı. Banka, Tasarruf Finansman ve Portföy Yönetim şirketlerini kurarak hizmet yelpazesini genişletti.
Emlak Katılım Tasarruf Finansman şirketinin faaliyetlere başlamasıyla, Türkiye'de bir ilk gerçekleşti. Bir kamu bankası ilk kez tasarruf finansman sektörüne girerek, ev, araç ve iş yeri ihtiyaçları için faizsiz ve güvenilir çözümler sunmaya başladı.
Portföy Yönetim şirketinin kurulması ise sektöre yeni bir soluk getirirken, bireysel ve kurumsal yatırımcılar için yeni yatırım olanakları sağlıyor. Bu hamle, bankanın katılım finans ilkeleri doğrultusunda büyüme stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Emlak Katılım'ın bu performansı, katılım finans sektörünün Türkiye ekonomisindeki rolünün giderek güçlendiğini ve sürdürülebilir büyüme modelinin başarısını gözler önüne seriyor.
