
Yedi gündür süren o meşakkatli grev, ülkenin ekonomik nabzının attığı metal sektöründe adeta bir insanlık dramına dönüştü. İşçiler, haklarını almak için soğuk havaya, açlığa ve belirsizliğe meydan okuyor. Hükümet tarafı ise şaşırtıcı bir sessizlik içinde – bu durum gerilimi her geçen saat daha da körüklüyor.
Sendika temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde, ortamın ne kadar gergin olduğunu hissetmemek elde değil. "Artık geri dönüş yok" diyor bir sendikacı, sesindeki o kararlı titreme ile. "Biz buradayız ve haklarımızı alana kadar da burada olacağız." Peki ya işveren tarafı? Onlar masadan kalktı ve bir daha dönmedi. Bu kadar mı?
Peki Neler Oldu da Bu Noktaya Gelindi?
Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri – her zamanki gibi – bir türlü sonuçlanamadı. İşçilerin enflasyon karşısında eriyen ücretleri, gittikçe ağırlaşan çalışma koşulları... İşveren tarafının teklifiyse, adeta bir alay konusu. Sendikanın reddetmesi üzerine de grev kararı çıktı. Ve işte o andan itibaren her şey duraksamaya başladı.
Grevin yedinci gününde, protestolar artık sadece fabrika önleriyle sınırlı değil. Ana caddelere, kamu binalarının önlerine kadar taştı. Polis bariyerleri, duman, sloganlar – insan ister istemez 80'li yılları hatırlıyor. Ama bu sefer farklı bir direniş var; daha organize, daha sosyal medya okur yazarı ve daha öfkeli.
Hükümet Neden Sessiz?
Belki de en can alıcı soru bu. Yetkililerden neredeyse hiçbir açıklama yok. Sanki grev yokmuş, işçiler sokaklarda değilmiş gibi davranılıyor. Bu sessizlik kasıtlı mı, yoksa bir politika boşluğu mu? Kimse emin değil. Ancak sessizlik, endişeyi besliyor. İnsanlar sosyal medyada #SesVerin etiketiyle yetkililere sesleniyor – cevap yok.
Grev süresince yaşananlar ise oldukça dikkat çekici:
- İşçilerin gece vardiyasında bile direniş nöbeti tutması
- Bazı işverenlerin grev kırıcılığı yapma girişimleri
- Sendikalar arası dayanışmanın artması
- Yerel esnafın işçilere bedava yemek dağıtması
Yani, aslında olan biten sadece bir ücret pazarlığı değil; bu bir sosyal dayanışma testi. Toplumun hangi tarafa daha yakın durduğu, nasıl tepki verdiği – hepsi bu grevde gizli.
Peki ya sonra? Grev ne zaman bitecek? Kimse bilmiyor. Ama şu bir gerçek: İşçiler artık daha fazla beklemeye niyetli görünmüyor. "Ya hep ya hiç" diyorlar – ve bu ses gittikçe daha gür çıkıyor.