IMF'den Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi: Büyüme ve Enflasyon Beklentileri
IMF: Türkiye ekonomisi büyümeye devam edecek

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Fon'un 4. Madde konsültasyonu kapsamında gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında paylaşılan ön bulgular, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek beklentilerine ışık tutuyor.

Ekonomik Performans ve Başarılar

IMF yetkilileri, Türk hükümetinin büyümeyi korurken enflasyonu düşürme taahhüdünün önemli başarılar getirdiğini vurguladı. Bu başarılar arasında enflasyonun kademeli düşüşü, Türk lirasına olan güvenin artması ve rezervlerin güçlenmesi yer alıyor.

Fon'un açıklamasında, Türkiye ekonomisinin büyümesinin sağlam kaldığı ve risklerin halen yüksek olmasına rağmen geçen yıla göre azaldığı belirtildi. Güçlü politikaların kilit rol oynadığı ifade edilen değerlendirmede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın reel faiz oranlarını yüksek tutmak ve finansal riskleri kontrol altına almak için çeşitli araçlar kullandığı kaydedildi.

Büyüme ve Enflasyon Tahminleri

IMF'nin projeksiyonlarına göre, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 büyümesi bekleniyor. 2026 yılında ise düşen politika faizleri ve daha az sıkı mali duruşun talebi desteklemesi sonucunda büyümenin yüzde 3,7'ye çıkması öngörülüyor.

Enflasyon konusunda ise 2025 sonu için yüzde 33 beklenti açıklandı. Ilımlı ücret artışı ve enflasyonun düşmesiyle birlikte azalan ataletin, enflasyonu kademeli olarak düşürmesi bekleniyor.

Politika Önerileri ve Uyarılar

IMF, dezenflasyonun yavaş hızının ekonomi üzerindeki risklere dikkat çekti. Ekonominin yatırımcı davranışları, küresel risk iştahı veya enerji fiyatlarından kaynaklanan şoklara karşı savunmasız olduğu dönemin uzamasının istikrara somut maliyetler getirdiği vurgulandı.

Daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir yol için maliye politikalarının gelir odaklı sıkılaştırılması, daha sıkı para politikası ve ihtiyatlı gelir politikalarının önceliklendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu politika karışımının kısa vadeli büyümeyi yavaşlatabileceği, ancak tamamlayıcı yapısal reformlar ve en savunmasız kesimleri korumaya yönelik önlemlerin bu etkileri dengeleyebileceği ifade edildi.

Merkez Bankası'nın para politikası çerçevesinin önemli başarılar sağladığı, ancak birden fazla aracın kullanılmasının enflasyon beklentilerinin oluşumunu karmaşık hale getirdiği kaydedildi. Enflasyon hedeflerine ulaşılmasının daha yüksek reel faiz oranları gerektirdiği vurgulandı.

Finans sektörünün sağlıklı kalmaya devam ettiği ve yetkililerin piyasa stresi durumunda hızlı ve kararlı biçimde hareket etme becerisini gösterdiği belirtilen açıklamada, döviz likiditesi risklerinin izlenmesi gerektiği ve denetim çerçevelerinin güçlendirilmesine devam edilmesi önerildi.