
Görünen o ki, Türkiye ekonomisinde son dönemlerin en çok konuşulan konularından biri olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkışlar, beklenenden daha farklı bir seyir izliyor. Merkez Bankası'nın paylaştığı son analizler, aslında durumun pek de sandığımız gibi olmadığını gözler önüne seriyor.
Şöyle ki: KKM'den çıkış yapanların önemli bir bölümü, paralarını yine Türk Lirası mevduatta değerlendirmeyi tercih ediyor. Yani 'dövize kaçış' tabir edilen senaryo, en azından şimdilik, pek gerçeği yansıtmıyor. İnsanların güveni yerine mi geliyor, yoksa bu sadece geçici bir sakinlik mi? Kim bilir...
Peki Ya Döviz Tarafı?
Doğrusu, çıkış yapanların bir kısmı elbette döviz mevduatına yöneliyor. Fakat oranlar öyle aman aman boyutlarda değil. Merkez'in rakamları, bu yönelimin sistem için bir risk teşkil etmediğinin altını çiziyor. Adeta 'Her şey kontrol altında' der gibi.
Aslında bu durum, faiz politikalarının ve enflasyonla mücadelenin meyvelerini toplamaya başladığımızın bir göstergesi olabilir mi? Belki de evet. Reel faizlerin pozitif bölgeye geçişi, yatırımcıyı ve tasarruf sahibini TL'ye ısındıran en önemli etken. Kim düşen enflasyon karşısında negatif getiriye razı olmak ister ki?
Geleceğe Dair İpuçları
KKM'den çıkışların seyri, önümüzdeki dönem para politikasının şekillenmesinde kritik bir veri olarak ele alınacak gibi duruyor. Eğer bu geçiş yumuşak bir şekilde tamamlanırsa – ki veriler şimdilik bunu işaret ediyor – ekonomi yönetimi için büyük bir başarı hikâyesi yazılabilir.
Ancak ihtiyatı elden bırakmamakta fayda var. Dış dengelerdeki olası bir bozulma veya beklenmedik bir küresel şok, bu dengeleri alt üst edebilir. Sonuçta ekonomi canlı bir organizma; tahmin etmesi zor!
Kısacası, KKM bilançosu şu an için ekonominin dayanıklılığını kanıtlar nitelikte. Yolun geri kalanı ise hepimizin merakla takip ettiği bir gerilim filmi gibi. Bakalım son perde nasıl şekillenecek?