Ankara'da bugünlerde hava sıcak ama memur sendikalarının açıklamaları daha da 'ısıtıyor'. Hükümetin masaya koyduğu zam teklifi, sendikalar tarafından adeta 'ateş püskürerek' eleştirildi. Kimilerine göre bu, 'köprüden önce son çıkış' olabilir.
Konfederasyon yetkilileri, "Bizim için bu teklif, bir bardak çaya atılan iki şeker kadar etkisiz" ifadelerini kullandı. Gerçekten de rakamlar konuşulunca, enflasyon karşısında bu artışın 'bir damlalık suyla yangın söndürmeye' çalışmak gibi olduğu ortaya çıkıyor.
Sayılarla Oyun: Rakamlar Ne Söylüyor?
Hükümetin önerdiği yüzde 8'lik artış, sendikaların beklentilerinin çok altında kaldı. TÜİK verileriyle kıyaslandığında, bu artışın enflasyonun gölgesinde eriyip gideceği aşikar. Bir sendika temsilcisinin dediği gibi: "Bu rakamlar bize değil, galaksi dışı varlıklara hitap ediyor!"
İşte çarpıcı detaylar:
- Enflasyonun son 12 aylık ortalaması: %65
- Sendikaların talep ettiği zam oranı: %120
- Hükümet teklifi: %8 (artı sosyal yardımlar)
Sendikaların Tepkisi: 'Bu Bir Şaka Olmalı!'
Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın'ın yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu: "Yıllardır aynı filmi izliyoruz. Senaryo değişmiyor, sadece oyuncular değişiyor." KESK ise daha sert bir dil kullanarak teklifi "emekçilere yapılmış bir hakaret" olarak nitelendirdi.
Peki sonraki adım ne? Sendikalar, önümüzdeki hafta kritik bir toplantı yaparak yol haritasını belirleyecek. Eğer hükümet teklifini revize etmezse - ki bu pek olası görünmüyor - sokaklar yine hareketlenebilir. 2022'deki o unutulmaz eylemlerin anıları hâlâ taze çünkü.
Ekonomistler ise ikiye bölünmüş durumda. Kimisi "Bütçe bu yükü kaldıramaz" derken, diğerleri "Enflasyonun altında zam, asgari ücretlinin cebinden çalmaktır" görüşünde. Hangisi haklı? Cevap belki de ikisinin arasında bir yerde...
