Türkiye, otomotivden inşaata kadar birçok sektörde kullanılan polistiren ithalatında haksız rekabeti önlemek amacıyla önemli bir karara imza attı. Ticaret Bakanlığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucunda, altı farklı ülkeden yapılan polistiren ithalatına anti-damping vergisi uygulanması kararlaştırıldı.
Damping Oranları ve Ülke Bazlı Uygulamalar
12 Kasım 2025 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğle birlikte, Çin, Çin Tayvanı, Hindistan, Güney Kore, Rusya ve Tayland menşeli polistiren ürünlerine getirilen damping oranları belirlendi. Buna göre ülkelere uygulanacak vergi oranları şu şekilde:
Çin menşeli ürünler için CIF bedelinin %7,37'si oranında damping vergisi uygulanacak. Çin Tayvanı menşeli ürünlerde ise firma ve ürün türüne göre bu oran %7,56 ile %25,51 arasında değişiklik gösterecek.
Güney Kore'den yapılacak polistiren ithalatında %3,50, %8,09 ve %11,22 oranlarında, Rusya menşeli ürünlerde %20, Tayland menşeli ürünlerde %16,98 ve Hindistan menşeli ürünlerde ise %12,96 ile %20,34 arasında değişen oranlarda damping önlemi alınacak.
Yerli Üretimin Korunması ve Uygulama Süresi
Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan soruşturmada, söz konusu ülkelerden yapılan polistiren ithalatının dampingli olduğu ve yerli üretim dalında zarara yol açtığı tespit edildi. Bu kararla birlikte yerli polistiren üreticilerinin korunması ve haksız rekabetin önlenmesi hedefleniyor.
Uygulama, yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl boyunca devam edecek. Beş yıllık sürenin sonunda önlemler otomatik olarak yürürlükten kalkacak. Ancak, süre bitiminden önce nihai gözden geçirme soruşturması başlatılması durumunda, uygulama soruşturma sonuçlanana kadar geçerli olmaya devam edecek.
Polistirenin Kullanım Alanları ve Ekonomik Etkileri
Polistiren, otomotiv sektöründen inşaat sektörüne, dekoratif uygulamalardan yalıtım malzemelerine kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip. Bu nedenle damping önlemlerinin, başta inşaat ve otomotiv olmak üzere birçok sektörü doğrudan etkilemesi bekleniyor.
Alınan bu kararla birlikte, yerli polistiren üreticilerinin rekabet gücünün artırılması ve daha adil bir pazar ortamının oluşturulması amaçlanıyor. Uygulamanın, Türk imalat sanayii üzerindeki olası olumlu etkileri önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde görülecek.