SGK primlerinin ödenmemesi, hem çalışanların hem de işverenlerin kabusu haline gelebiliyor. Peki bu borç kimin sırtına yükleniyor? İşin hukuki boyutunu masaya yatıralım.
İşverenin Omuzlarındaki Yük
Kanunlarımız açık: Prim ödemelerinden birinci derecede işveren sorumlu. Şirket sahipleri, çalışanlarının sigorta primlerini düzenli olarak yatırmak zorunda. Aksi takdirde, cezai yaptırımlarla karşılaşabilirler.
Bir de şu var: İşverenler primleri kesip de devlete ödemezse? İşte o zaman durum vahim! Çalışanların hakları riske giriyor, emeklilik süreçleri sekteye uğruyor.
Çalışanın Sorumlulukları Var mı?
Normalde çalışanın direkt sorumluluğu yok. Ama dikkat! Eğer işveren primleri ödememişse, çalışanın bunu en kısa sürede fark etmesi gerekiyor. Çünkü zamanında harekete geçmezseniz, mağdur olabilirsiniz.
Şöyle düşünün: Sigortalı olduğunuzu sanıyorsunuz ama aslında primler ödenmemiş. Emeklilik hayalleriniz suya düşebilir!
Devletin Rolü Ne?
SGK, borçların takibini yapmakla yükümlü. Ancak pratikte işler her zaman yolunda gitmiyor. Denetimler yetersiz kalabiliyor, sistemdeki aksaklıklar çalışanları zor durumda bırakabiliyor.
Peki çözüm ne? İşte size birkaç ipucu:
- Çalışanlar SGK sorgulama yaparak prim durumlarını kontrol etmeli
- İşverenler nakit akışlarını iyi yönetmeli
- Devlet denetim mekanizmalarını güçlendirmeli
Unutmayın: SGK primleri sadece bir yükümlülük değil, aynı zamanda geleceğinizin sigortası. Kimse "Ben ödemem" diyerek başkalarının hayatını riske atma hakkına sahip değil.
