
Elektriğe olan açlık her geçen gün artıyor. Öyle ki, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan son rapor, 2026 yılında küresel elektrik talebinin tarihin en yüksek seviyesine ulaşacağını gözler önüne seriyor. Peki bu artışın arkasında yatan nedenler neler?
Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar fazla elektriğe ihtiyaç duyacağız gibi görünüyor. IEA'nın analizlerine göre, önümüzdeki üç yıl içinde elektrik talebi yıllık ortalama %3.4'lük bir büyüme hızıyla tırmanışa geçecek. Bu oran, son yıllardaki artışlara kıyasla oldukça dikkat çekici.
Yenilenebilir Enerji Devreye Giriyor
Peki bu devasa talebi nasıl karşılayacağız? İşte bu noktada yenilenebilir enerji kaynakları sahneye çıkıyor. Rapora göre, 2026 yılına kadar elektrik üretimindeki yeşil enerji payı %35'e yükselecek. Güneş ve rüzgar enerjisi başta olmak üzere temiz kaynaklar, bu büyümenin neredeyse %90'ını tek başına karşılayacak gibi duruyor.
Tabii bu arada Çin'in durumunu atlamamak lazım. Dünyanın en büyük enerji tüketicisi olan Çin, elektrik talebindeki artışın neredeyse yarısından sorumlu olacak. Ülkenin hızlı sanayileşmesi ve dijitalleşme hamleleri bu tabloda büyük rol oynuyor.
Fosil Yakıtların Payı Azalıyor Mu?
Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Kömür kullanımı bir miktar düşüş gösterse de, özellikle Asya ülkelerinde hala önemli bir enerji kaynağı olarak varlığını sürdürüyor. Doğalgaz ise -iklim değişikliği baskılarına rağmen- elektrik üretiminde kritik bir rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor.
Elektrik fiyatları konusunda ise durum biraz karışık. Yenilenebilir enerjinin maliyetlerindeki düşüş, tüketicilere olumlu yansıyabilir. Ancak enerji geçiş sürecindeki altyapı yatırımları, kısa vadede faturalara ek yük getirebilir.
Sonuç olarak, önümüzdeki yıllarda enerji sektöründe büyük bir dönüşüm bizi bekliyor. Yenilenebilir kaynakların payı artarken, enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik konuları da giderek daha fazla önem kazanacak. Elektriğe olan bu açlık, belki de bizi daha temiz bir geleceğe zorluyor - kim bilir?