Hamas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa kompleksindeki el-Burak Duvarı'nda (Batı Duvarı/Ağlama Duvarı) düzenlediği Yahudi ritüellerini şiddetle kınadı. Örgüt, bu hareketi, kutsal mekana yönelik kabul edilemez bir provokasyon ve Kudüs'ün demografik yapısını değiştirme çabası olarak nitelendirdi.
Netanyahu'nun Ritüeli ve Hamas'ın Sert Açıklaması
Hamas Sözcülüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, eşi ve ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ile birlikte gerçekleştirdiği bu eylem eleştirildi. Açıklamada, "İşgalci hükümetin lideri savaş suçlusu Netanyahu'nun el-Burak Duvarı'nda Yahudi ritüelleri yapması ve yerleşimci çetelerin mukaddes Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenlemesi, camiye ve Filistin devletinin başkenti Kudüs şehrine Yahudileştirmeyi dayatma amacıyla yapılan provokatif ve kabul edilemez bir adımdır." ifadelerine yer verildi.
Kudüs Valiliği de daha önce yaptığı bir duyuruda, Netanyahu ve beraberindekilerin bu ziyaretini teyit etmiş ve eylemin Müslümanlara yönelik bir kışkırtma olduğunu, Mescid-i Aksa'nın kutsallığının ve uluslararası insancıl hukukun ihlal edildiğini belirtmişti.
Yahudileştirme Projelerine Karşı Direniş Vurgusu
Hamas açıklamasında, İsrail'in Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria'da yürüttüğü Yahudileştirme projelerine de dikkat çekildi. Bu adımların Arap milli kimliğini değiştirmede asla başarılı olamayacağı ve Filistin halkının topraklarını ve kutsal mekanlarını korumak için tüm bu girişimlere karşı direnmeye devam edeceği vurgulandı. Filistinlilerin, işgalci güçlerin bu tür politikalarına boyun eğmeyeceğinin altı çizildi.
Uluslararası Topluma ve İslam Alemine Çağrı
Hamas, açıklamasının son bölümünde iki önemli çağrıda bulundu. İlk olarak Arap ve İslam alemine seslenilerek, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'yı savunmak ve Filistin halkının işgale karşı direnişine destek olmak için harekete geçmeleri istendi.
İkinci çağrı ise uluslararası topluma yönelik oldu. Hamas, uluslararası aktörlerin İsrail'in işlediği suçları ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerini durdurmak için siyasi sorumluluklarını üstlenmelerini talep etti. İsrail'in, Filistin halkının haklarına yönelik ihlallerine göz yumulmaması gerektiği mesajı verildi.
Bu gelişme, Kudüs'ün statüsü ve kutsal mekanlara erişim konusundaki gerilimi bir kez daha tırmandırarak, bölgede yeni bir gerginlik dalgasına yol açabilecek bir potansiyel taşıyor.
