Hatırlayın o günleri... Enerji Bakanlığı koridorlarında fısıltılar dolaşıyordu. Kimse tam olarak ne olduğunu anlamıyordu ama bir şeylerin değişmek üzere olduğu hissediliyordu. İşte o günlerde, tam da Berat Albayrak'ın bakanlık koltuğunda oturduğu dönemde, Türkiye için adeta bir hazine keşfedildi.
NTE yani Nadir Toprak Elementleri. Adını belki de ilk kez duyduğunuz bu madenler, aslında teknoloji dünyasının gizli kahramanları. Cep telefonlarından elektrikli arabalara, savunma sanayinden yeşil enerjiye kadar her alanda vazgeçilmezler. Ve inanın, biz bunun değerini o günlerde anlamaya başladık.
Eskişehir'de Saklı Kalmış Hazinenin Hikayesi
Eskişehir'in derinliklerinde yatan bu hazine yıllardır oradaydı aslında. Ama gören göz, bilen akıl gerekiyordu. 2017-2018 yılları arasında yapılan araştırmalar sonucunda, dünyanın en büyük ikinci NTE rezervine sahip olduğumuz ortaya çıktı. Şaka değil, gerçek!
Peki ne demekti bu? Şöyle anlatayım: Dünyada Çin'in tekelinde olan bu madenler artık bizim topraklarımızda da vardı. Üstelik o kadar değerliydi ki, bazı uzmanlar 'geleceğin petrolü' benzetmesi yapıyor. Petrol kadar stratejik, belki de daha değerli.
Ekonomiye Etkisi Devasa Olacak
Düşünsenize, şu anda Çin'in elinde olan bir pazarı sarsacak güce sahibiz. İhracat potansiyeli inanılmaz. Yerli teknoloji üretiminde dışa bağımlılığı azaltacak. Hatta belki de tamamen bitirecek.
- Elektrikli araç bataryalarında kullanılacak
- Savunma sanayinde kritik rol oynayacak
- Yüksek teknoloji ürünlerinde ithalatı düşürecek
- Binlerce kişiye istihdam sağlayacak
Aslında düşününce, keşfin zamanlaması da ilginç. Tam da Türkiye'nin enerji bağımsızlığı için çaba gösterdiği bir dönemde, adeta kaderin bir lütfu gibi çıktı karşımıza.
Peki Neden Şimdiye Kadar Gündeme Gelmedi?
İşin garip tarafı şu: Bu kadar değerli bir rezerv neden daha önce keşfedilmedi? Ya da keşfedildiyse neden üzerine düşülmedi? Aslında cevap basit: Doğru zamanı bekliyordu. Teknoloji yeterince gelişmemişti, pazar koşulları uygun değildi. Ama artık her şey değişti.
Şimdi önümüzde altın bir fırsat var. Hem de kelimenin tam anlamıyla altın değerinde. Ülke olarak bu fırsatı kaçırmamalı, üzerine titizlikle eğilmeliyiz. Çünkü bu sadece bir maden değil, geleceğimizin teminatı.
Sonuç olarak, o dönemde atılan adımlar bugün meyvelerini vermeye başlıyor. Belki de Türkiye'nin kaderini değiştirecek bu keşif, ülke ekonomisine yeni bir soluk getirecek. Bakalım önümüzdeki günlerde neler göreceğiz...