
Tamam, 2025 yılı bütçesi açıklandı ve rakamlar gerçekten çarpıcı. Enerji sektörüne ayrılan pay, özellikle de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) verilen ödenek, devletin bu alana verdiği stratejik önemi gözler önüne seriyor.
332 milyar lira! Bu rakamı bir düşünün. Bütçe içinde kurumlara ayrılan ödenekler sıralamasında TPAO açık ara lider. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın toplam bütçesinin 429,3 milyar lira olduğu göz önüne alındığında, TPAO'nun payının ne denli büyük olduğu daha net anlaşılıyor. Geriye kalan 97,3 milyar lira ise Bakanlık ve bağlı diğer birimler arasında dağıtılıyor.
Diğer Enerji Oyuncuları Ne Durumda?
Peki ya diğerleri? BOTAŞ'a 64,5 milyar lira, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) ise 4,2 milyar lira ödenek ayrılmış durumda. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) için 19,7 milyar lira, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) için de 28,3 milyar lira kaynak tahsis edilmiş. Yani her biri önemli ama TPAO'nun aldığı payın yanında oldukça mütevazı kalıyorlar. Bu durum, enerji arz güvenliği denildiğinde şu an için en kritik hamlenin yerli petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri olduğunun bir göstergesi sanki.
Bütçe tasarısı, şu sıralar TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda masada. Milletvekilleri madde madde inceliyor. Sonrasında ise Genel Kurul görüşmeleri gelecek. Kısacası, bu rakamlar nihai hâlini almadan önce yoğun bir tartışma sürecinden geçecek.
Peki Bu Dev Ödenek Ne Anlama Geliyor?
Şöyle söyleyeyim: Bu kaynak, Karadeniz'deki Sakarya Gaz Sahası'ndaki çalışmaların hız kesmeden devam etmesi, Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerinin sürdürülmesi ve ülke genelindeki yeni arama projeleri için hayati önem taşıyor. Yerli kaynaklara yapılan bu devasa yatırım, dışa bağımlılığı azaltma hedefimizin somut bir adımı aslında. Enerji ithalatının cari açık üzerindeki yükü düşünülünce, TPAO'ya verilen bu desteğin altında yatan mantık daha da netleşiyor.
Önümüzdeki dönemde, özellikle offshore (açık deniz) sondaj çalışmalarında ciddi bir hareketlilik beklemek mümkün. Zaten son yıllarda TPAO'nun teknoloji yatırımları ve filo gücündeki artış da bu yöndeki kararlılığın işaretiydi. 2025, bu anlamda meyvelerin toplanmaya başlanacağı bir yıl olabilir. Tabii, tüm bu çabaların sonucunu hep birlikte göreceğiz. Umarım bu büyük yatırım, vatandaşın cebine de olumlu yansır.