
Tam 13 yıl bekledik. Evet, yanlış duymadınız - on üç uzun yıl. Ve şimdi, Doğu Akdeniz'in mavi sularında tarihi bir ilk yaşanıyor. Türkiye ve Mısır, ilişkilerini yeniden inşa etme yolunda dev bir adım atıyor.
İki ülkenin deniz kuvvetleri, yakın zamanda gerçekleştirilecek ortak bir tatbikat için hazırlıklara çoktan başladı. Bu, sıradan bir askeri faaliyet değil. Aslına bakarsanız, bölgesel diplomaside tam anlamıyla bir deprem etkisi yaratacak türden bir gelişme.
Normalleşme Sürecinin Somut Kanıtı
Ankara ve Kahire arasındaki buzlar eriyor - hem de hızla. Son aylarda atılan diplomatik adımların meyvesi işte bu: somut, gözle görülür bir işbirliği. Denizdeki bu ortak çalışma, masada varılan mutabakatların sudaki yansımasından başka bir şey değil.
Kim derdi ki? İlişkilerin donma noktasına geldiği o karanlık günler geride kalacak ve bu iki önemli aktör yeniden aynı masada oturacak. Ama oldu işte. Diplomasinin büyülü dokunuşu, imkânsız gibi görüneni mümkün kıldı.
Bölgesel Dengeler Yeniden Şekilleniyor
Doğu Akdeniz son yıllarda adeta bir satranç tahtasına dönmüştü. Enerji kaynakları, deniz yetki alanları, kıta sahanlığı anlaşmazlıkları... Tüm bu karmaşık denklemde Türkiye ve Mısır'ın ortak hareket etmesi, bölgedeki diğer oyuncuları da derinden etkileyecek.
Askeri uzmanlara göre bu tatbikat, sadece sembolik bir jest değil. İki ülkenin deniz gücünün koordinasyonunu test etmek ve olası ortak operasyonlar için zemin hazırlamak açısından hayati önem taşıyor. Ve şahsen düşünüyorum ki, bu sadece bir başlangıç.
Peki ya sonra? Belki de ekonomik işbirliği, enerji projelerinde ortaklık, belki kültürel alışverişin yeniden canlanması... Olabilir. Neden olmasın? Kapılar bir kez açıldı mı, ardı nelerin geleceğini kim bilebilir ki?
Bu gelişme, bölge barışı ve istikrarı için son derece umut verici. İki büyük devletin akılcı diplomasiyle sorunları çözme iradesi, aslında tüm Ortadoğu'ya örnek teşkil ediyor. Ve inanın, bu hikâyenin daha yazılacak çok sayfası var.