Emniyet güçleri, ülke genelinde adeta bir şimşek hızıyla hareket etti. Düşünün: sabahın erken saatleri, 21 farklı ilde eş zamanlı operasyon. FETÖ'nün finans yapılanmasına yönelik bu kapsamlı harekât, gerçekten de dikkat çekici boyutlara ulaştı.
Ankara'da koordine edilen operasyonlarda, örgütün sözde 'cemaat' yapılanması içinde yer aldığı iddia edilen isimler hedef alındı. İstanbul'dan İzmir'e, Adana'dan Samsun'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada, şüphelilerin kapıları sabahın ilk ışıklarında çalındı.
Gözaltılar ve Tutuklamalar
Toplamda 33 şüpheli gözaltına alındı – evet, tam 33. İfadeleri alındıktan sonra, 25'i çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Geri kalan 8 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Peki ya sonrası? Soruşturma derinleşiyor, yeni deliller peşinde koşuluyor.
Operasyon kapsamında ele geçirilen dijital veriler, örgütün mali ağlarına ışık tutacak nitelikte. USB bellekler, sabit diskler ve şifreli iletişim araçları... Bunlar, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek türden kanıtlar.
Operasyonun Ardındaki Strateji
Emniyet yetkilileri, bu tür operasyonların örgütün yeniden yapılanma çabalarını baltalamak açısından hayati önem taşıdığını vurguluyor. Aslına bakarsanız, FETÖ'nün parasal kaynaklarını kurutmak, legal görünen illegal faaliyetlerin önüne geçmek demek.
Son dönemde art arda düzenlenen operasyonlar, devletin bu konudaki kararlılığının da bir göstergesi. Ve insan düşünmeden edemiyor: acaba daha ne kadar derinlere inecek bu soruşturmalar?
Şimdilik, tutuklanan şüpheliler cezaevine konulurken, savunmalarını hazırlamakla meşgul. Mahkeme süreçleri ise heyecanla takip ediliyor. Sonuçta, bu tür davalar sadece adli birer vakadan ibaret değil; aynı zamanda ülkenin güvenliği için verilen mücadelenin de bir parçası.
