Düşmanın puslu dağlarında tarih yazıldı adeta. Türkiye'nin savunma sanayisinde yıllardır üzerinde titizlikle çalışılan, belki de sabahlara kadar test edilen o sistemler nihayet sahne ışıklarını gördü. Ve nasıl!
Operasyon başladığında her şey planlandığı gibi ilerliyordu ta ki yeni sistemler devreye girene kadar. Askerlerimiz için bile bir ilkti bu - ellerindeki teknoloji adeta canlanmıştı. İnanılmaz bir şeydi gerçekten.
Sahadaki Oyun Değiştirici Sistemler
Altı farklı silah ve sistemin hepsi birbirinden önemliydi aslında. Kimi düşmanı uzaktan tespit ediyor, kimi ise tam isabetle vuruyordu. Sanki her biri yıllardır bu anı bekliyormuşçasına kusursuz çalıştılar.
- İHA sistemleri: Gecenin karanlığında bile düşmanın nefes alışını hissedebiliyorlardı adeta
- Akıllı mühimmatlar: Hedefi bulmakta kararlıydılar, ıskalama gibi bir lüksleri yoktu
- Elektronik harp sistemleri: Düşmanın iletişimini kesmekte uzmanlaşmışlardı
- Kara birlikleri için yeni nesil techizat: Askerlerimizin işini kolaylaştıran oyun değiştiriciler
Bir asker sonrasında "Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim" diyecekti. Haklıydı da.
Operasyonun Seyrini Değiştiren Anlar
Gece yarısına doğru işler iyice heyecanlandı. Yeni sistemlerden biri -adını vermeyelim- düşmanın saklandığı noktayı milimetrik tespit etti. Sonrası mı? Dakikalar içinde hedef imha edildi. O an orada bulunanların anlattığına göre, "Her şey bir film sahnesi gibiydi ama gerçekti."
Diğer sistemler de boş durmadı haliyle. Elektronik harp ekipmanları düşmanın birbirleriyle iletişim kurmasını engellerken, kara birlikleri için geliştirilen yeni techizat hayat kurtardı. Kelimenin tam anlamıyla.
Aslında düşününce, bu sistemler yıllardır laboratuvarlarda, test sahalarında prova yapıyorlardı. Sahne arkasında çalışan mühendisler, teknisyenler, herkes bu an için çaba harcamıştı. Ve nihayet perdeler açıldı.
Sonuç: Teknoloji ve Cesaretin Buluşması
Operasyon sona erdiğinde elde edilen başarı sadece teröristlerin etkisiz hale getirilmesi değildi. Türk savunma sanayisinin artık sadece üretmekle kalmayıp, ürettiğini en zorlu sahalarda test edebildiğini de göstermiş oldu.
O gece dağlarda yankılanan sadece silah sesleri değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığının da manifestosuydu. Ve bu, sadece bir başlangıç.
Geride kalan? Daha güvenli sınırlar ve düşmana gözdağı veren bir mesaj: Artık oyunun kuralları değişti.