
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İzmir'de meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan o menfur saldırıyla ilgili son derece kritik ifadeler kullandı. Siyasetin duayen ismi, partisinin il başkanlığı binasında düzenlenen toplantıda gazetecilere konuştu—ve her kelimesi dikkatle not alındı.
Şöyle diyor Bahçeli, sesindeki o tanıdık, kararlı tonla: "İzmir'deki alçakça saldırının ardındaki sır perdesi elbet bir bir aralanacak. Bu millet, bu devlet; terörün her türlüsünün kökünü kazımakta azimlidir." Gerçekten de, bu tür olaylar karşısında kenetlenmenin önemini vurguluyor adeta.
Peki ya sonrası? İşte orası daha da ilginç. Bahçeli, güvenlik güçlerinin üstün çabalarını takdirle andı—onlar olmasa, kim bilir neler olurdu. "Emniyet ve istihbarat birimlerimiz, gece gündüz demeden çalışıyor" diye ekliyor. Haklı değil mi sanki?
Terörle Mücadele ve Toplumsal Direnç
Konuşmasının devamında, terörle mücadelenin sadece güvenlik boyutuna değil, toplumsal psikolojiye de değiniyor Bahçeli. "Milletin birliği, beraberliği en büyük silahımız" diyor. Ve ekliyor: "Bölücü terör örgütleri ve onların uzantıları, bu milletin yüreğindeki vatan sevgisini asla söndüremeyecek."
Bu arada—insan ister istemez düşünüyor—acaba bu tür açıklamalar, siyasi iklimi nasıl etkileyecek? Seçimlere giderken, güvenlik meselesi yine ön plana çıkacak gibi görünüyor. Neyse, konuyu dağıtmayalım.
Bahçeli'nin sözlerinin altı çizilesi: "Türkiye, terörle mücadelede dünyaya örnek olmuştur ve olmaya devam edecektir." Oldukça iddialı bir cümle, kabul. Ama eminim ki birçok kişi buna katılıyordur.
Sonuç ve Beklentiler
Son tahlilde, MHP Lideri'nin açıklamaları, İzmir'deki saldırıya dair soru işaretlerini gidermeye yetecek mi? Kim bilir... Ancak şu bir gerçek: "Esrar perdesi" ifadesi, olayın henüz tam anlamıyla aydınlatılamadığını ima ediyor. Belki de önümüzdeki günlerde daha fazla detay ortaya çıkacak.
Toplum olarak—hepimiz—güvenlik güçlerine destek olmalıyız. Çünkü onlar, bizim uyuduğumuz saatlerde bile nöbetteler. Unutmayalım.