Şırnak'ta hava bugün her zamankinden farklıydı sanki. Bakan Mehmet Özhaseki'nin ziyareti, şehrin o bildik sisli havasına bir nebze olsun güneş getirmişti adeta. Şehit aileleriyle bir araya geldiği o anlar ise -kelimelerle anlatması gerçekten zor- yürekleri titreten cinstendi.
Bakan, masanın diğer tarafındaki yüzlerdeki ifadeleri görünce insanın içi burkulmuyor değil hani. "Bu topraklar için canlarını feda eden yiğitlerin aileleriyle bir aradayız" derken sesindeki o titreme, resmi protokollerin çok ötesine geçiyordu. Her biri ayrı bir hikaye, her biri ayrı bir acıydı karşısındaki.
Yaraları sarmak için somut adımlar
Özhaseki'nin açıklamaları sıradan bir bakan konuşması değildi hiç. Tam 17 terör saldırısından bahsetti - her biri bu ülkenin bağrına saplanmış bir hançer gibi. Ama asıl önemli olan, bu yaraları sarmak için atılan somut adımlardı.
- Şırnak'a tam 4,5 milyar liralık dev yatırım
- Konut, okul, hastane derken hayatı yeniden inşa etme çabası
- Altyapı çalışmalarıyla bölgeyi ayağa kaldırma müjdesi
Bakanın şu sözleri ise hafızalara kazınacak cinstendi: "Devlet-millet bütünleşmesi" diyordu ya, işte tam da o andı. Resmi dilin soğukluğundan sıyrılıp insani bir dokunuşla yaklaşmanın tam zamanıydı.
Acılar taze ama umut yeşeriyor
Şehit ailelerinin gözlerindeki o buruk ifade... Kimi zaman gözyaşlarına hakim olamamaları, kimi zaman gururla anlatılan evlat hikayeleri. Özhaseki'nin onlara verdiği destek sözü ise -inanın- sıradan bir vaatten çok daha fazlasıydı.
Bölgedeki çalışmalar hakkında konuşurken Bakan'ın en çok vurguladığı şey "kalıcı barış" oldu. Terörün gölgesinden kurtulmuş, huzur içinde bir Şırnak hayali... Bu hayali gerçekleştirmek için atılan her adım, kaybedilen her canın anısına saygının bir ifadesi aslında.
Toplantı sonrasında hissettiklerimi anlatmam gerçekten güç. Orada bulunan herkesin yüreğine işleyen o duygu yoğunluğunu tarif etmek kelimelerin gücünü aşıyor. Ama şunu söyleyebilirim: Devlet ile milletin el ele verdiği, acıların umuda dönüştüğü anlardan biriydi.