
Hayat bazen öyle sürprizlerle doludur ki, insanın yüreğine işler. İşte tam da böyle bir hikaye, bir babanın fedakarlığının oğluna nasıl ilham olduğunu anlatıyor. Babasını küçük yaşta şehit veren genç, onun izinden giderek polis oldu. Bu yolculuk, hem hüzün hem de gurur dolu anlarla bezeli.
"Babama layık olmak istedim" diyor, gözlerindeki kararlılık her halinden belli olan genç polis. Babası, yıllar önce görev sırasında hayatını kaybetmiş. O günden sonra, küçük yüreğinde bir ateş yanmaya başlamış: "Ben de babam gibi olacağım."
Zorlu bir yolculuk
Polis olmak kolay değil, hele ki bir şehidin evladıysanız. Sınavlar, eğitimler, zorlu şartlar... Ama o, hiçbir zaman pes etmemiş. "Bazen çok yorulduğum oluyordu" diye itiraf ediyor, "Sonra babamı hatırlıyordum. O daha zor şartlarda mücadele etmişti."
Annesi ise hem gurur duyuyor hem de endişeleniyor: "Babası gibi o da risk alıyor ama bu onun seçimi. Destek olmaktan başka şansım yok." Ailecek yaşadıkları acı, şimdi bir gurur kaynağına dönüşmüş durumda.
Mesleğe ilk adım
Eğitimini başarıyla tamamlayan genç, artık bir polis. İlk gününde babasının resmini cebinde taşımış. "Onunla gurur duyduğumu göstermek istedim" diyor. Meslektaşları ise bu kararlı genci takdirle karşılıyor.
Bu hikaye sadece bir meslek seçiminden ibaret değil. Bir babanın evladına bıraktığı en değerli miras: onurlu bir yaşam. Ve şimdi o genç, bu mirası taşımaya devam ediyor.