AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, katıldığı bir televizyon programında güncel meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik'in açıklamalarının merkezinde, terörsüz bir Türkiye hedefine giden yol haritası ve bu süreçteki öncelikler yer aldı.
Çözüm Sürecinde Temel Şart: Silahların Sessizliği
Ömer Çelik, Türkiye'nin terörle uzun yıllara dayanan mücadelesini hatırlatarak başladığı konuşmasında, terör örgütlerinin amaçlarına hiçbir zaman ulaşamadığını vurguladı. Çelik, dünya genelinde Türkiye'nin bu mücadelesinin hukuki meşruiyeti konusunda bir eleştiri bulunmadığının da altını çizdi.
Sürecin işleyişine dair önemli bir mesaj veren Çelik, "Odak noktası PKK'nın silah bırakması, silah bırakıldıktan sonra diğer aşamalara geçilir" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, hükümetin terörle mücadele ve kalıcı barış stratejisindeki net önceliğini ortaya koydu.
Tarihsel Süreç ve Türkiye'nin Yaklaşımı
AK Parti Sözcüsü, konuşmasında geçmiş dönemlere de değinerek, kendi iktidarlarından önce de terör örgütü mensuplarının silah bırakması, teslim olması ve topluma kazandırılmasına yönelik pek çok yasal düzenleme yapıldığını anlattı. Çelik, Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında askeri heyetlerin bu konuda çeşitli teklifler getirdiğini hatırlattı.
Türkiye'nin bu mesele üzerinde bir çerçeve oluşturmaya çalıştığını belirten Çelik, rahmetli Turgut Özal ve rahmetli Necmettin Erbakan dönemlerindeki girişimlerden söz etti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde hayata geçirilen çözüm sürecinin de bu kapsamdaki adımlardan biri olduğunu ve birçok safhadan geçildiğini ifade etti.
Vesayet Dönemi Yaklaşımından Farklı Bir Kapasite
Ömer Çelik, mevcut hükümet ve devlet anlayışının, geçmişteki vesayet dönemlerinden farklı bir yaklaşım sergilediğini savundu. Çelik'e göre, eskiden red, inkâr ve asimilasyon politikaları temsil edilirken, bugün Türkiye'nin bu sorun karşısındaki kapasitesini büyüten, daha kapsayıcı bir tutum benimsenmiş durumda.
Çelik'in açıklamaları, terörle mücadelede askeri ve güvenlik boyutunun yanı sıra, siyasi ve toplumsal boyuta da vurgu yaparak, nihai hedefin terörsüz ve kalıcı barış içinde bir Türkiye olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
