O ofisin kapısından içeri girildiğinde hissedilen o ağır, saygı dolu sessizlik... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şehit ailesiyle buluşması işte böyle bir atmosferde gerçekleşti. Görüşme, devlet ile millet arasındaki o görünmez ama son derece güçlü bağı bir kez daha hatırlattı.
Erdoğan'ın yüzündeki o derin hüzün ifadesi, kelimelere dökülmemiş çok şey anlatıyordu adeta. Şehit ailesine tek tek sabır ve metanet dilerken, ses tonundaki o naif titreme insanın içine işliyordu doğrusu. "Evlat acısını tarif etmek mümkün değil" derken, aslında hepimizin kalbinden geçenleri dile getiriyordu.
Vatan İçin Verilen Son Nefes
Şehitlerimizin vatan uğruna gösterdikleri o eşsiz fedakarlık, görüşmenin ana gündem maddesiydi. Öyle ya, bu topraklar için canını seve seve verenlerin hatırası asla silinmeyecek. Cumhurbaşkanı'nın vurguladığı gibi: "Onların her biri, bu milletin bağrında yetişmiş en değerli çiçeklerdi."
Görüşme esnasında -insanın içini burkan- o anlar yaşandı. Ailenin anlattığı küçük hatıralar, şehidimizin aslında ne kadar özel bir insan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kimi zaman gözyaşlarına boğulurken, kimi zaman gururla gülümsediler. İşte tam da bu duygu karmaşasıydı belki de vatan sevgisinin en katıksız hali.
Devletin Şefkat Eli
Erdoğan'ın aileye verdiği destek sözleri, sadece resmi bir protokolün ötesine geçiyordu. Samimiyetiyle, şehit yakınlarının yaralarını sarmak için elinden geleni yapacağını hissettirdi. "Sizler sadece bir aile değil, bu milletin ortak değerlerisiniz" mesajı, adeta her kelimesine sinmişti.
Bu ziyaret aslında şunu bir kez daha hatırlattı: Devlet ile millet arasındaki bağ, böyle anlarda daha da güçleniyor. Şehitlerimizin aziz hatıraları, bizleri bir arada tutan en kutsal değerlerimizden biri çünkü.
Görüşmenin sonunda -o derin saygıyla- ayrılırken, aslında hiçbir şeyin bitmediğini anlıyorsunuz. Şehitlerimizin ruhları, bu toprakların üzerinde bir koruyucu el gibi durmaya devam edecek. Ve onların aileleri, hiçbir zaman yalnız kalmayacak.
