İstanbul'da, FETÖ yapılanmasını deşifre etmesiyle tanınan bir isme yönelik silahlı saldırı davasında gerilim yükseldi. Neredeyse bir film senaryosunu andıran bu olay, adliye koridorlarında yankılanırken, savcılığın iddianamesi dosyaya girdi.
Olay, geçtiğimiz günlerde İstanbul'un göbeğinde, sıradan bir pazartesi sabahı yaşandı. Aslında hiç de sıradan olmayan bir saldırıydı bu. Hedefte, örgüt içindeki kod adları ve iletişim yöntemlerini deşifre ederek devletin elini güçlendiren isim vardı.
7 Tutuklama ve Çarpıcı İddialar
İstanbul Adliyesi'nde görülen duruşmada, savcılık iddianamesini okudu. Dosya kabarıktı, deliller ise oldukça somuttu. Saldırıya karıştıkları iddia edilen 10 zanlıdan 7'si için tutuklama talebi geldi. Mahkeme, bu talepleri yerinde buldu ve 7 kişiyi cezaevine gönderdi.
Peki ya diğerleri? Üç zanlı hakkında ise adli kontrol kararı çıktı. Yani, şimdilik özgürler ama sıkı takip altındalar. Bu tür davalarda adli kontrol aslında bir nevi deneme süresi gibi – bir yanlış hareket ve cezaevi yolunuz açılıyor.
Saldırının Perde Arkası
Savcılığın iddialarına göre, saldırı tamamen planlı ve organize bir eylemdi. Faililer, hedefi adım adım takip etmiş, günlerce hareket tarzını analiz etmişti. Silahlı saldırı, örgütün iç yapılanmasını bilen birine yapıldığı için istihbarat birimlerinin de dikkatini çekmişti.
Olay anı aslında oldukça kısa sürmüş. Sokak ortasında yaşanan bu korkunç sahne, tanıkların anlattığı kadarıyla saniyeler içinde bitmiş. Ancak etkisi, aylarca sürecek gibi görünüyor.
Emniyetin cyber birimleri, saldırı sonrası dijital izleri takip etti. Telefon görüşmeleri, finansal hareketlilik ve hatta sosyal medya etkileşimleri tek tek incelendi. Bu çalışmalar, zanlıların birbirleriyle olan bağlantılarını ortaya çıkardı.
Mahkeme Salonundan Notlar
Duruşma salonundaki gerilim neredeyse elle tutulabilir düzeydeydi. Zanlılar, ifadelerinde çelişkili açıklamalar yapınca hakimin tepkisi sert oldu. "Gerçeği söylemekten kaçınıyorsunuz" uyarısı, salonu buz kesti.
Savcı, dosyayı oldukça sağlam delillerle donattığını belirtti. Aslında bu tür davalarda en kritik nokta, dijital delillerin sağlamlığı. Neyse ki teknoloji, suçla mücadelede en büyük yardımcımız.
Davaya bakan mahkeme, tutuklama kararını verirken "şüphelilerin kaçma riski" ve "delilleri karartma ihtimali" gibi gerekçeleri öne çıkardı. Haklılar da – çünkü bu tür örgüt yapılanmalarında, sanıkların ülke dışına çıkış yolları her zaman hazırdır.
Sonuç olarak, İstanbul'da yaşanan bu olay aslında çok daha büyük bir yapının küçük bir parçası. FETÖ ile mücadele devam ediyor ve her tutuklama, bu mücadelenin bir zaferi aslında. Geriye kalan üç zanlı için süreç devam edecek – bakalım adalet, onlar hakkında nasıl bir karar verecek?
