Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın bugünkü açıklamaları adeta bir bomba etkisi yarattı. Öyle ki, terör meselesine dair söyledikleri, bölgesel güvenlik konusunda yeni bir sayfa açılması gerektiğini gözler önüne serdi.
Fidan'ın üzerine basa basa vurguladığı o kritik nokta şuydu: PKK artık Irak ve Suriye topraklarında barınamaz. Bu, sadece bir temenni değil, bölge istikrarı için olmazsa olmaz bir gereklilik. Zira bu örgütün varlığı, komşu ülkelerimizdeki güvenlik sorunlarını kronik hale getiriyor.
Bölgesel İşbirliği Vurgusu
Bakan Fidan'ın dilinden düşürmediği bir diğer konu ise işbirliği. Şöyle diyordu adeta: "Tek başımıza değil, bölge ülkeleriyle el ele vererek çözmeliyiz bu meseleri." Haklı da - sonuçta terörün sınır tanımadığı bir coğrafyadayız.
Irak ve Suriye'yle yürütülen temasların önemine değinirken, Fidan'ın ses tonundaki kararlılık dikkat çekiciydi. Belli ki bu konu, Türkiye'nin dış politikasında en üst sıralarda yer alıyor.
Peki Ya Sonrası?
Aslında herkesin aklındaki soru şu: PKK'nın çekilmesi bölgeye nefes aldırır mı? Cevap basit - kesinlikle evet. Zira terör örgütlerinin varlığı, sadece Türkiye için değil, tüm bölge ülkeleri için ciddi bir tehdit unsuru.
Fidan'ın açıklamaları, Ankara'nın bu konudaki azmini gösteriyor. Nihayetinde, güvenlik ve istikrar olmadan, bölgede kalıcı barış ve refahtan söz etmek mümkün değil. Bu gerçeği görmezden gelmek, hepimizin aleyhine olur.
Kısacası, Bakan Fidan'ın mesajı net: Teröre karşı mücadele kararlılıkla sürecek. Irak ve Suriye'deki PKK varlığı ise son bulmalı. Bu, Türkiye'nin kırmızı çizgisi - hem de en kalınından.