
İstanbul'un kalbi, bu sabah alışılmadık bir hareketlilikle attı. Emniyet güçleri, adeta şehrin nabzını tutarcasına, her köşede devriyelerini artırdı. Kimi vatandaşlar için sıradan bir gün olsa da, aslında arka planda ciddi bir güvenlik şöleni yaşanıyordu.
Sabahın erken saatlerinde başlayan operasyon, öğle saatlerine kadar yoğunluğunu korudu. Polis ekipleri, sadece ana caddelerde değil, ara sokaklarda bile adeta bir gölge gibi dolaşıyordu. "Huzur uygulaması" adı verilen bu özel denetimler, vatandaşların yüzünde güven ifadesi bırakıyor.
Şehrin Dört Bir Yanında Güvenlik Ağı
Operasyon kapsamında neler yapılmadı ki! Trafik denetimlerinden, şüpheli araç kontrollerine kadar geniş bir yelpazede çalışma yürütüldü. Özellikle toplu taşıma noktaları ve alışveriş merkezleri önünde artan polis varlığı dikkat çekti.
Bir polis memuru, kahve molasında konuştuğumuzda "Biz burada olmasak, kim bilir neler olurdu" derken, aslında tüm operasyonun özetini çizmiş oldu. Gerçekten de, İstanbul gibi devasa bir metropolde güvenlik önlemleri her zaman büyük önem taşıyor.
Vatandaşlar Memnun: "Daha Rahat Hissediyoruz"
Sokak röportajlarında karşılaştığımız vatandaşların çoğu, bu tür operasyonların kendilerini daha güvende hissettirdiğini belirtti. "Gece geç saatte eve dönerken içim rahat" diyen bir üniversite öğrencisi, polislerin varlığının kendisine güven verdiğini söyledi.
Ancak bazıları da "Acaba bu kadar sık denetim normal mi?" diye düşünmeden edemiyor. Güvenlik ile özgürlük arasındaki o ince çizgiyi korumak her zaman kolay değil elbette.
Operasyonun en ilginç yanlarından biri de polis ekiplerinin sadece resmi görevlerle yetinmemesiydi. Kimi zaman kaybolan turistlere yardım eden, kimi zaman kavga edenleri ayıran polisler, adeta şehrin görünmez kahramanları gibiydi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, bu tür operasyonların düzenli aralıklarla devam edeceğini belirtti. Şehrin gürültüsü içinde sessiz sedasız çalışan bu ekipler, belki de İstanbul'un en büyük sigortası.