Kayseri'de sabahın erken saatlerinde gerçekleştirilen operasyon, adeta bir gerilim filmi sahnesini andırıyordu. Emniyet güçlerinin hedefinde, uzun süredir takip ettikleri DHKP-C şüphelileri vardı.
Operasyon ekibi, şafak sökmeden önce harekete geçti. Kapılar usulca açıldı, içeri süzüldüler. İki farklı adreste eş zamanlı yapılan baskınlar, şüphelileri uykularında yakaladı. Hiçbir direnişle karşılaşılmadı - belki de bekledikleri andı bu.
Arama Sonuçları Şoke Etti
Evlerde yapılan aramalarda ele geçirilen deliller, yetkilileri bile şaşkına çevirdi. Örgüt propagandası yapan dijital içerikler, illegal yayınlar ve çeşitli belgeler... Tüm bunlar, şüphelilerin örgütle olan bağlantılarını açıkça ortaya koyuyordu.
Şüpheliler ifadelerinde ne mi söyledi? Aslında pek bir şey demediler. Sessizlikleri bile bir şeyler anlatıyordu sanki. Savcılık sorgularında da benzer tavırları sürdüğü öğrenildi.
Mahkeme Kararı Beklenenden Hızlı
Nöbetçi sulh ceza hakimliği, dosyayı incelerken hızlı davrandı. Deliller yeterince güçlüydü - kaçış yoktu. 'Tutuklanmalarına' karar verildi. O an, emniyet koridorlarında gözle görülür bir rahatlama hissedildi.
Peki bu operasyon ne anlama geliyor? Güvenlik güçlerinin terörle mücadeledeki kararlılığının bir göstergesi mi? Yoksa buzdağının görünen kısmı mı? Uzmanlar, bu tür operasyonların örgüt yapılanmalarına darbe vurduğunu söylüyor.
Kayseri'de hayat normale döndü belki, ama emniyetin çalışmaları aralıksız sürüyor. Bir operasyon bitiyor, diğeri başlıyor. Bu, bitmeyen bir savaş adeta - sessiz, ama bir o kadar da etkili.
