
Konya'da gece yarısına doğru sessizliği paramparça eden bir ses yankılandı. Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu bölge, aniden ateş ve kurşun sesleriyle sarsıldı. Gözlerini kırpmaya fırsat bulamayan çevre sakinleri, olup biteni anlamaya çalışırken, durumun vahameti yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.
İki veya üç kişiden oluşan bir grup silahlı saldırgan, adeta bir savaş filminden fırlamışçasına polis merkezine ateş açmaya başladı. Ellerinde uzun namlulu silahlar vardı ve ne yapmak istedikleri çok açıktı: Kargaşa çıkarmak, korku salmak ve belki de daha fazlasını...
Ancak onlar, Türk polisinin ne kadar çevik ve kararlı olduğunu hafife almışlardı. Saldırıya anında karşılık veren güvenlik güçleri, olay yerine kısa sürede ek ekipler sevk etti. Sokaklar, bir anda polis araçları ve görevlilerle doldu.
Çatışma çok şiddetliydi. Kurşunlar bir süre havada uçuştu. Sonra... sonra bir sessizlik. Ardından gelen haberlere göre, saldırganlardan ikisi etkisiz hale getirilmişti. Bir diğeri ise yaralı olarak ele geçirildi. Ölen saldırganların kimliği ise şimdilik bir sır perdesi ardında.
Olay yerinde incelemeler derhal başlatıldı. Patlama uzmanları ve çevik kuvvet ekipleri, bölgeyi adeta karış karış taradı. Saldırganların kullandığı araçta yapılan aramada ise tüyler ürperten bir keşif yapıldı: Ruhsatsız uzun namlulu silahlar ve bol miktarda mühimmat.
Peki ama neden? Bu saldırının arkasında yatan sebep ne olabilir? Sorular havada uçuşurken, yetkililerden gelen açıklamalar net: "Olayla ilgili soruşturma derinlemesine devam ediyor." Şüphelilerin kimliği, bağlantıları ve motivasyonları araştırılıyor. Kim bilir, belki de bu saldırı, daha büyük bir planın sadece küçük bir parçasıydı.
Konya'da yaşanan bu menfur saldırı, aslında hepimizin tek yürek olduğu anlardan biri. Güvenlik güçlerimiz, yine göğüslerini siper ederek bir faciayı önledi. Onların cesareti ve çabaları, bu tür karanlık emellere asla izin vermeyeceğimizin en büyük kanıtı.