Gece yarısına doğru, Kırıkkale'nin sessiz sokaklarında beklenmedik bir hareketlilik yaşandı. Tam da herkesin evine çekildiği, şehrin uykuya daldığı o saatlerde, emniyet güçleri adeta bir film sahnesi gibi harekete geçti.
16 farklı adres... Kimi şehrin merkezinde, kimi daha sakin mahallelerde. Hepsi aynı anda, aynı dakikada emniyetin hedefindeydi. Operasyon o kadar planlıydı ki, şaşkınlığa yer yoktu. Kapılar çalındı, güvenlik güçleri içeri girdi ve arama çalışmaları başladı.
Firarilerin Peşinde Zamanla Yarış
Aslında her şey, adaletten kaçan üç ismin peşine düşmekle başlamıştı. Bu kişiler hakkında kesinleşmiş hapis cezaları vardı ama bir türlı yakalarına ulaşılamıyordu. Ta ki bu geceye kadar.
Operasyon ekibi için her saniye önemliydi. Bir yanlış adım, bir saniyelik gecikme tüm planları altüst edebilirdi. Ama öyle olmadı. Her şey tıkır tıkır işledi - tıpkı iyi yağlanmış bir makine gibi.
Şafak Sökmeden Tamamlanan Görev
Güneş doğmadan, operasyon tamamlandı. Üç firari hükümlü artık emniyetin elindeydi. Yıllardır kaçtıkları adaletin kapısına doğru gidiyorlardı. Şehrin güvenliği için büyük bir tehdit ortadan kalkmıştı.
Bu operasyon aslında şunu gösterdi bize: Suçlular ne kadar saklanırsa saklansın, adalet her zaman bir yol buluyor. Bazen gece yarısı kapınızı çalıyor, bazen de en ummadığınız anda karşınıza çıkıyor.
Kırıkkale'de bu gece yaşananlar, sadece üç kişinin yakalanmasından ibaret değil. Aynı zamanda vatandaşa verilen bir güven mesajıydı. "Biz buradayız ve güvendesiniz" demenin en net yolu.
