Suriye'nin gergin sınırlarında bugün, adeta bir film sahnesini andıran bir direniş yaşandı. Kuneytra'nın bir köyünde, İsrail askeri devriyesi beklenmedik bir sivil tepkiyle karşılaştı. Köylüler, işgal güçlerinin bölgelerine girmesine izin vermedi.
Olay öğle saatlerinde patlak verdi. İsrail askeri araçları, kimilerine göre rutin bir devriye, kimilerine göreyse kasıtlı bir sınır ihlali için köy sınırlarına yaklaştı. Ama o gün her şey farklıydı - köylüler sessizce bekliyordu.
Taşlar Konuştu, Askerler Geri Çekildi
İlk taş havada süzülürken, her şey birkaç saniye içinde değişiverdi. Köylüler - kadınlar, erkekler, gençler - ellerine geçirdikleri taşlarla devriyeye doğru yürüdü. Bu, silahlara karşı taşların savaşıydı adeta.
Askerler neye uğradığını şaşırdı. Tam teçhizatlı askerlere karşı sivil halkın bu kadar organize ve kararlı direnişi beklenmiyordu. Havada uçuşan taşlar, askerlerin geri çekilmesi için yeterli oldu.
"Toprağımızdan Defolun!"
Orada bulunanlardan biri, "Bu bizim toprağımız" diye haykırıyordu, "kimse bizi yıldıramaz!". Başka bir köylü ise daha sakin ama bir o kadar kararlıydı: "Her geldiklerinde aynı şeyi yapacağız. Bıkmadan, usanmadan."
İsrail tarafından yapılan açıklamalar - eğer yapıldıysa - henüz netlik kazanmış değil. Fakat olayın görgü tanıkları, askerlerin hiç beklemedikleri bu direniş karşısında hızla geri çekilmek zorunda kaldığını anlatıyor.
Bu küçük köyde yaşananlar, aslında çok daha büyük bir hikayenin parçası. Golan Tepeleri'ndeki işgal, yıllardır süren bir çatışmanın simgesi. Ve bugün, taşlarla silahlara karşı duran bu köylüler, direnişin sembolü haline geldi.
Bölgedeki gerginlik devam ederken, bu tür olayların tekrarlanmasından herkes endişeli. Fakat bir gerçek var ki, bazı sınırlar haritalarda çizilenden çok daha derinlerde, insanların yüreklerinde yer alıyor.