Ankara'da bugün Meclis koridorlarından yükselen ses, adeta bir dönüm noktasının habercisi gibiydi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, basın mensuplarını karşısına aldığı o anlarda, kelimelerini özenle seçiyordu. Sanki her hece, geleceğe dair bir taahhüt niteliğindeydi.
"Artık yeter" diyordu Kurtulmuş, gözlerindeki kararlılıkla. "Bu topraklarda terörün gölgesi kalmayacak. Geçmişte yaşadığımız tüm zorluklar, bize daha güçlü olmayı öğretti."
Geçmişten Ders Alarak İlerliyoruz
Konuşmasının en çarpıcı yanı, geçmiş tecrübelerden ders çıkardıklarını vurgulamasıydı. "Evet, belki daha önce de benzer sözler duydunuz" diye kabul ediyordu açık yüreklilikle. "Ama bu sefer işin rengi farklı. Tüm devlet kurumlarıyla, milletimizin desteğiyle, bu meselenin üstesinden geleceğiz."
Kurtulmuş'un sözleri arasında, adeta bir turnusol kağıdı gibi parlıyordu: "Bu sefer başaracağız." Bu basit ama güçlü ifade, yıllardır süren mücadelenin yeni bir evreye girdiğinin sinyalini veriyordu.
Millet İradesi ve Güvenlik Stratejisi
Meclis Başkanı, stratejinin sadece güvenlik boyutundan ibaret olmadığını da özellikle belirtti. "Milletimizin iradesi, bu mücadelenin temel dayanağı" diye ekliyordu. "Terör örgütlerinin aradığı boşluğu bırakmayacağız. Sosyal, ekonomik, kültürel tüm alanlarda topyekün bir seferberlik içindeyiz."
Peki, bu sefer neden farklı olacak? İşte bu sorunun cevabı, Kurtulmuş'un sözlerinin satır aralarında gizliydi:
- Kurumlar arası koordinasyonun üst düzeye çıkarılması
- İstihbarat paylaşım mekanizmalarının güçlendirilmesi
- Toplumsal mutabakatın sağlanması
- Uluslararası işbirliğinin artırılması
Ankara'daki bu açıklama, sadece bir basın toplantısından ibaret değildi. Daha ziyade, yeni bir sayfanın açıldığının resmi duyurusu gibiydi. Kurtulmuş'un ses tonundaki o dingin ama kararlı ifade, dinleyen herkeste aynı hissi uyandırıyordu: Bu kez gerçekten farklı bir yol izleniyor.
Sonuç olarak, TBMM Başkanı'nın bu çıkışı, terörle mücadele konusunda atılacak adımların habercisi niteliğinde. "Başaracağız" sözü ise sadece bir vaatten öte, somut bir stratejinin yansıması olarak yankılanıyor Ankara'nın politik koridorlarında.
