Meclis'in o görkemli koridorlarında yankılanan ses bu sefer farklıydı. Numan Kurtulmuş, adeta tarihin sayfalarına not düşercesine konuştu. O anları yaşayanların dediğine göre, havada hissedilen bir kararlılık vardı.
"Artık yeter" der gibiydi bakışları. "Bu topraklar terör belasından kurtulacak ve biz bunu başaracağız." Sanki her kelimesiyle geçmişin acılarını silmeye çalışıyordu.
Bir Milletin Umudu Olmak
Şu düşünsenize - yıllardır kanayan yara olmuş bir meseleden bahsediyoruz. Kurtulmuş'un sözleri sadece siyasi bir açıklama değil, adeta bir milletin yüreğine su serpen bir vaatti. "Bu sefer farklı olacak" derken, geçmişte yaşanan tüm hayal kırıklıklarını telafi edeceklerinin sinyalini veriyordu.
Konuşmanın en çarpıcı yanı belki de şuydu: O güne kadar defalarca benzer sözler duymuş bir topluma, "evet, bu sefer gerçekten başaracağız" diyebilmek. Cesaret isteyen bir durum bu.
Stratejideki Değişim
Eski yöntemlerle yeni sonuçlar beklenemeyeceğini vurguladı Kurtulmuş. Adeta satranç tahtasında yepyeni bir açılış yapıyorlardı. Terörle mücadelede artık daha kapsamlı, daha akıllı ve daha insani bir yaklaşım benimseneceği mesajını verdi.
Peki ne değişti? Aslında her şey. Zihniyet değişti, strateji değişti, yaklaşım değişti. Belki de en önemlisi - inanç değişti. "Başaracağız" demekle "bu sefer başaracağız" demek arasındaki fark işte bu inançta saklı.
Ankara'nın o gri bulutlu havasında parlıyordu umut. Meclis'in tarihi duvarları yıllar sonra belki de ilk kez böyle bir kararlılığa tanıklık ediyordu. Herkesin içinde bir "acaba" varken, Kurtulmuş'un ses tonundaki o titremeyi duyanlar için "evet" cevabı netleşiyordu.
Sonuçta - bu sadece bir siyasetçinin sözleri değil, bir milletin duasıydı. Terörsüz bir Türkiye hayali artık sadece hayal olmaktan çıkıyor, somut bir hedefe dönüşüyordu. Ve bu sefer, gerçekten farklı hissettiriyordu.
