
Günlerdir sosyal medyada dönen o iddialar... Neredeyse herkes bir yerlerden duymuştu. Ama işin aslı, tahmin ettiğiniz gibi değil. Hiç değil.
Milli Savunma Bakanlığı'ndan gelen açıklama adeta soğuk duş etkisi yaptı. Öyle ya, bu tür spekülasyonların ortalıkta uçuştuğu bir dönemde resmi bir yalanlama her şeyi yerli yerine oturtuyor.
Peki Neydi Bu İddialar?
İsrail'in Suriye'nin kuzeyinde konuşlu Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarını vurduğu iddiası... Kulağa ne kadar da inandırıcı geliyor değil mi? Özellikle de bölgedeki gerilim düşünüldüğünde. Ama işte, gerçekler her zaman söylentilerden daha farklı.
MSB yetkilileri, bu haberlerin tamamen asılsız ve mesnetsiz olduğunu belirtti. Üstelik oldukça net bir dille. Hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde.
Dezenformasyon Çarkı
Günümüzde yanlış bilgi yayılımı inanılmaz bir hız kazanmış durumda. Bir iddia ortaya atılıyor ve dakikalar içinde binlerce kişiye ulaşıyor. Peki ya sonra? İşte asıl mesele burada başlıyor.
Resmi kaynaklardan doğrulama yapmadan, sırf 'duyum' diye paylaşılan her bilgi aslında toplumsal bir yaraya dönüşebiliyor. MSB'nin bu açıklaması da tam olarak bu noktada devreye giriyor.
Bakanlık, vatandaşları sadece kendi resmi kanallarından yapılan açıklamalara itibar etmeleri konusunda uyardı. Haklılar da... Sonuçta sosyal medyadaki her hesap güvenilir kaynak değil.
Peki Ya Gerçekler?
Olayın aslı astarı mı? İsrail'in Suriye'deki TSK varlıklarını hedef aldığına dair en ufak bir kanıt bile yok. Sıfır. Nada. Hiçbir şey.
Bölgedeki askeri yetkililer de durumu teyit etti. Herhangi bir taciz ateşi ya da saldırı kayıtlara geçmemiş. Her şey normal seyrinde devam ediyor.
Aslında düşünsenize, eğer böyle bir olay yaşansaydı zaten çoktan tüm haber ajansları allak bullak olurdu. Ama öyle bir şey olmadı. Çünkü olay hiç olmadı.
Bu tür iddialar bazen kasıtlı, bazen de iyi niyetle ama araştırmadan paylaşılabiliyor. Sonuç? Her iki durumda da ortaya çıkan karmaşa aynı oluyor.
Son Nokta
MSB'nin açıklaması oldukça net: "İsrail'in Suriye'deki TSK varlıklarını hedef aldığına dair haber ve iddialar asılsızdır." Daha açık olunamazdı herhalde.
Bir dahaki sefere böyle bir iddiayla karşılaşırsanız, hemen paylaşmadan önce bir durun ve düşünün. Acaba kaynağı güvenilir mi? Resmi bir teyit var mı? Yoksa sadece bir dedikodu mu?
Unutmayın, dezenformasyon en az düşman kadar tehlikeli olabilir. Ve her zaman olduğu gibi, gerçekler en sonunda galip geliyor.