Tam da herkesin nefesini tuttuğu bir dönemde, Milli Savunma Bakanlığı'ndan adeta bir bomba daha patladı. Dünya basınında pek yer bulamayan ama bölge halkı için hayati önem taşıyan bir açıklama bu.
Sumud... Arapça'da 'direnmek', 'sabretmek' anlamına gelen o kadim kelime. Filistinlilerin onlarca yıldır İsrail işgaline karşı geliştirdiği bir var olma stratejisi adeta. İşte MSB tam da bu felsefeye omuz verdi.
Peki Neydi Bu Sumud'un Özü?
Aslında basit görünüyor - toprağına, evine, kimliğine sıkı sıkıya bağlanmak. Ama İsrail'in o meşhur ablukaları altında bunu yapmak, dağları yerinden oynatmak kadar zor. MSB'nin hamlesi işte tam bu noktada devreye girdi.
Gazze'deki insanlar için Sumud, sabah uyanıp evinin yıkıntıları arasında hayata tutunmaya çalışmak demek. Çocuklarına bir dilim ekmek bulabilmek için saatlerce kuyrukta beklemek. İşte Türkiye'nin yardım eli tam da burada devreye giriyor.
MSB'nin Tarihi Sorumluluğu
Bakanlığın açıklamasında vurguladığı gibi, bu sıradan bir insani yardım operasyonundan çok daha fazlası. Adeta bir varoluş mücadelesine verilen destek. Filistin halkının yalnız olmadığını gösteren sembolik bir hareket.
Şu an Gazze'de yaşananları düşününce... Elektriksiz, susuz, ilaçsız geçen günler. Sumud felsefesi işte bu koşullarda anlam kazanıyor. İnsanın insan kalma mücadelesi.
MSB'nin bu hamlesi, uluslararası arenada da önemli mesajlar içeriyor. Türkiye'nin bölgedeki insani duruşunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kimi çevreler bunu 'siyasi manevra' olarak yorumlasa da, yerinden edilmiş insanlar için bu yardımlar bir can simidi niteliğinde.
Peki Ya Gelecek?
Bu yardımların uzun vadede ne gibi etkileri olacak? Bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? Aslında cevap basit: Sumud felsefesi, Filistinlilerin ruhuna işlemiş bir direniş biçimi. Dış yardımlar bu direnişi besliyor, güçlendiriyor.
MSB'nin bu kararı, Türkiye'nin insani diplomasi alanındaki etkin rolünü bir kez daha kanıtlıyor. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu trajediye kayıtsız kalmamanın somut göstergesi.
Sonuç olarak... Sumud artık sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın ortak değeri haline geliyor. MSB'nin bu hamlesi de bu değere verilen önemin en somut kanıtı. Gerçekten de, insanlık adına umut verici bir adım.
