Göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman dilimi. Tam da herkesin günlük telaşlara daldığı sırada, MİT'ten gelen bir haber tüm dikkatleri üzerine çekti. Öyle sessiz sedasız değil, adeta bir şimşek gibi çaktı bu operasyon.
Olayın merkezinde, kendini özel dedektif olarak tanıtan bir isim var. Ama görünüşe aldanmamak lazım - zira bu kişinin, İsrail istihbarat servisleri için çalıştığı iddia ediliyor. MİT'in ele geçirdiği bilgilere göre, uzun süredir takip altındaymış meğerse.
Operasyonun Perde Arkası
Aslında her şey, titiz bir istihbarat çalışmasının sonucuydu. MİT ekipleri aylardır üzerinde çalışıyordu bu dosyanın. Öyle hemen olup biten bir iş değil yani. Adeta bir satranç oyunu gibi, hamleler birbirini izlemiş.
Peki nasıl yakalandı bu dedektif? İşte en can alıcı kısım burası. MİT'in siber istihbarat birimi, şüphelinin iletişim ağlarını deşifre etmiş. Kimlerle görüştüğü, hangi bilgileri aktardığı - hepsi tek tek kayıt altına alınmış. Yani kaçış yok!
Ne Tür Bilgiler Aktarıyormuş?
- Türkiye'deki savunma sanayi projeleri hakkında kritik veriler
- Çeşitli kamu kurumlarına ilişkin iç yazışmalar
- Güvenlik birimlerinin operasyonel detayları
- Ekonomik ve siyasi analizler
Aslında düşününce, bu kadar bilgiyi nasıl temin ettiği de ayrı bir merak konusu. Demek ki ağının geniş olduğu kadar etkiliymiş de. Ama her güzel şeyin bir sonu var - nihayetinde MİT'in eline düşmüş oldu.
Son Dakika Gelişmeleri
Operasyon anı gerçekten filmlikti desem abartmış olmam. Şüphelinin ofisine yapılan baskın sırasında, tüm deliller toplanmış. Bilgisayarlar, hard diskler, flash bellekler - kısacası dijital dünyasına ait ne varsa ele geçirilmiş.
Şu an sorguları devam ediyor. İtiraf etmek mi, yoksa direnmek mi seçeceği merakla bekleniyor. Tabii yargı süreci nasıl ilerleyecek, hep birlikte göreceğiz.
Bu olay aslında şunu bir kez daha hatırlattı bize: Güvenlik denildiğinde hiçbir şey göründüğü gibi değil. Gölgelerde dolaşanlar her zaman olacak, ama onları yakalayanlar da...