Gözler diplomasi koridorlarındayken, Ankara'da sessiz sedasız ama oldukça önemli bir adli süreç işlemeye başladı. İsrail'in Türk vatandaşlarını kaçırma girişimi -evet, yanlış duymadınız- artık sadece diplomatik bir kriz değil, aynı zamanda beş ayrı suç tipinden yürütülen ciddi bir ceza soruşturmasının konusu.
Olayın detaylarına bakınca insanın aklı hayali duruyor doğrusu. Bir devletin başka bir devletin vatandaşlarını -hem de uluslararası sular dahilinde- kaçırmaya kalkışması, modern diplomasi tarihinde nadir görülen cürretkar bir hamle olarak kayıtlara geçti.
Beş Maddede Ağır Suçlamalar
Soruşturma kapsamındaki suçlamalar gerçekten dikkat çekici:
- Özgürlükten yoksun bırakma - ki bu madde tek başına bile ciddi sonuçlar doğurabilecek nitelikte
- Kişiyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmekten veya bir yerde kalmaktan alıkoyma
- Resmi belgede sahtecilik iddiaları
- Yabancı devlet aleyhine suç işleme teşebbüsü
- Ve tabii ki, devletler arası hukuku hiçe sayan uluslararası suçlar
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyayı ele alış şekli, konunun ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor. Neredeyse her detay titizlikle inceleniyor, her kanıt değerlendirmeye alınıyor.
Diplomasi Sessiz, Adalet Konuşuyor
Şu anda ilginç bir durum var aslında. Dışişleri Bakanlığı diplomatik kanallardan gerekli tepkiyi gösterirken, adli makamlar da kendi sahalarında sessiz ama kararlı bir şekilde çalışıyor. Bu iki paralel sürecin nasıl sonuçlanacağı merak konusu.
Uluslararası hukuk uzmanlarına göre, bu tür davalar genellikle siyasi bir çözüme bağlansa da, Türkiye'nin hukuki süreci bağımsız şekilde yürütme kararlılığı dikkat çekici. Kim bilir, belki de bu davayla bir emsal oluşturulacak.
Ortadoğu'nun bu gergin atmosferinde, Türkiye'nin hukuk üzerinden verdiği bu yanıt aslında çok şey anlatıyor. Güç gösterisi yerine hukukun üstünlüğünü öne çıkaran bir tutum sergileniyor - ki bu, bölgedeki diğer aktörlerden oldukça farklı bir yaklaşım.
Sonuç olarak, İsrail'in bu cüretkar hamlesi beklenmedik şekilde Türkiye'nin hukuk sisteminin ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir teste dönüştü. Ve görünen o ki, Ankara bu testten oldukça başarılı çıkacak gibi duruyor.