İstanbul'un nefesini tuttuğu bir sabah vakti... Emniyet güçleri, şehrin dört bir yanında adeta bir saatli bomba gibi tıkırdayan terör hücresine karşı harekete geçti. Kimsenin beklemediği bir anda, ama aslında her an beklenmesi gereken bir operasyonla.
Olay örgütü DEAŞ'a yönelik bu kapsamlı operasyonda tam 13 şüpheli, kolluk kuvvetlerinin hedef tahtasına oturdu. İşin ilginç yanı, bu şahısların İstanbul'un farklı ilçelerinde -neredeyse saklambaç oynarcasına- konumlanmış olmalarıydı. Başakşehir, Küçükçekmece, Esenyurt... Büyükşehirin bu stratejik noktaları, maalesef kötü niyetli odaklar için birer sığınak haline gelmiş.
Operasyonun Perde Arkası
Peki nasıl oldu da bu şüpheliler bir anda ışığa çıkarıldı? İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, aylardır üzerinde çalıştıkları istihbarat ağını nihayet harekete geçirdi. Adeta bir satranç oyunu gibi düşünün - her hamle önceden hesaplanmış, her taş yerli yerine oturtulmuş.
Şüphelilerin digital ayak izleri, finansal hareketleri ve iletişim ağları titizlikle incelendi. Bu kadar detaylı bir çalışma olmasaydı, belki de bu şahıslar toplum içinde 'sıradan vatandaş' kılığında dolaşmaya devam edeceklerdi. İşte bu noktada emniyetin çalışması takdire şayan.
Gözaltı Süreci Nasıl İşledi?
- Sabahın erken saatlerinde eş zamanlı operasyon
- 13 farklı adrese aynı anda müdahale
- Şüphelilere ani baskın - neredeyse kahvaltılarını yarım bıraktıracak kadar sürpriz
- Ele geçirilen digital materyaller ve belgeler
Operasyonun en can alıcı noktası ise şüphelilerin tamamının 'örgüt üyesi' olma ihtimali. Yani sıradan sempatizan değil, aktif olarak faaliyet gösteren bir yapının parçaları. Bu da operasyonun önemini katbekat artırıyor doğrusu.
İstanbul Valiliği konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonlarımız aralıksız devam edecek" ifadelerini kullandı. Aslında bu cümle bile tek başına çok şey anlatıyor - mücadele bitmiş değil, hatta belki de yeni başlıyor.
Peki ya sonrası? Gözaltına alınan 13 şüphelinin savcılık ifadeleri alındıktan sonra akıbeti ne olacak? Adli kontrol mü, tutuklama mı? Bu soruların cevapları önümüzdeki saatlerde belli olacak. Ama şunu söyleyebilirim ki, İstanbul bir kez daha nefes aldı - en azından şimdilik.
