Gaziantep'te bugün hava farklıydı sanki. Belki de gidenlerin yüreklerindeki ağırlık atmosfere yansıyordu kim bilir. Suriye'de görev alacak özel harekat polisleri için düzenlenen uğurlama töreni, normal bir veda töreninden çok daha fazlasıydı.
Vali Yardımcısı Mustafa Babür'ün o tok sesiyle yaptığı konuşma, aslında hepimizin içinden geçenleri anlatıyordu adeta. "Güvenlik ve istikrar" kelimeleri havada asılı kalırken, herkesin aklından aynı şey geçiyordu: Hepsinin sağ salim dönmesi.
Dualar ve Gözyaşları Arasında Bir Vedalaşma
İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ'un o kararlı duruşu vardı ya, işte o duruş aslında her şeyi anlatıyordu. Bu ekipler sadece bir göreve gitmiyorlardı. Gittikleri yer, bildiğimiz anlamda bir iş yeri değildi sonuçta.
Tören alanında hissedilen duygu karmaşası tarif edilir gibi değildi. Bir yanda gurur, diğer yanda endişe. Dualar okunurken bazı gözlerin dolması, aslında hepimizin ne kadar insan olduğunu hatırlatıyordu.
Yola Çıkış Anı: Kalpler Onlarla Birlikte
Ve o an geldi. Araçlara binmeleri gerekiyordu. Her biri özenle hazırlanmış araçlar, sanki onları bekliyordu. Ama asıl bekleyen, Suriye'deki o zorlu görevdi.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu tür anlarda insan, devletin aslında ne demek olduğunu bir kez daha anlıyor. Sınırlar ötesinde görev yapan bu insanlar, sadece polis değiller. Onlar, ülkenin güvenliğinin ta kendisi.
Uğurlama törenindeki o son bakışlar, o son tokalaşmalar... İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba bir daha ne zaman karşılaşacaklar?
Ekipler yola koyulduğunda, arkalarından bakan herkesin yüreği de onlarla birlikte gitti. Suriye'deki görev süresince -inşallah- başarılı olacaklar ve sağ salim dönecekler. En azından hepimizin içinden geçen dua buydu.
Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Böyle anlarda insan, gündelik hayatın koşturmacasında unuttuğu bazı şeyleri hatırlıyor. Mesela vatan için canını ortaya koyanların değerini.
