Gerginlik yine tırmanıyor. Sanki havada elektrik var ve herkes ne olacağını bekliyor. Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde yuvalanmış olan SDG'ye karşı sesini yükseltti – ve bu sefer iş ciddiye biniyor.
Son dakika bilgilerine göre, Ankara yönetimi adeta 'son uyarı' niteliğinde mesajlar yollamış durumda. Yani, 'ya çekilirsiniz ya da bedelini ödersiniz' deniyor. Diplomasi diliyle söylenmiş olsa da, altı çizilerek verilmiş bir ültimatom bu.
Peki Neden Şimdi?
Olay sadece bugünün meselesi değil aslında. Aylardır, hatta yıllardır süren bir gerginlikten bahsediyoruz. SDG'nin varlığı ve eylemleri Ankara için kabul edilebilir değil – güvenlik sınırlarını doğrudan tehdit ediyor çünkü.
Ve işte şimdi, zamanlama kritik bir hal aldı. Bölgedeki son gelişmeler, istihbarat raporları ve askeri hareketlilik... Tüm bunlar bir araya gelince, ortaya 'operasyon ihtimali' çıkıveriyor. Meclis'te yetki zaten mevcut, ordu hazır – yani teknik olarak engel yok.
Olası Senaryolar Neler?
Uzmanlara kulak verirseniz, birkaç olasılık üzerinde duruluyor:
- Sınırlı ve hedefli bir hava operasyonu,
- Kara birliklerinin sınır ötesine girişi,
- Ya da diplomatik kanalların son bir kez daha zorlanması...
Ama şunu unutmayalım: Türkiye artık beklemekten sıkıldı. Sabrın da bir sınırı var sonuçta. Özellikle son dönemdeki provokatif eylemler, Ankara'nın tahammül sınırlarını zorluyor.
Uluslararası tepkiler ne olur derseniz – orası biraz muallak. Bazı ülkeler sessiz kalabilir, bazıları ise diplomatik kınamalar yağdırabilir. Ama Türkiye, kendi güvenliği söz konusu olduğunda bu tür tepkileri göze aldığını daha önce de göstermişti. Belki de en can alıcı nokta burası: Kararlılık.
Sonuç olarak, Suriye'nin kuzeyi yine gündemin ilk sırasında. Ankara'nın adımları yakından izleniyor. Ve herkes şu sorunun cevabını merak ediyor: Son uyarıdan sonra sırada ne var?
Cevap, önümüzdeki günlerde belli olacak gibi duruyor.
