
Güneşin doğuşunu bile göremeden, bir kahraman daha toprağa verildi. Gözlerini kırpmadan vazifesine koşan o yiğit, son nefesini verirken bile bayrağımızın gölgesinde uyudu.
O anı görenlerin anlattıkları yürek burkuyor. "Hiç tereddüt etmedi" diyorlar, "Son sözü 'Vatan sağ olsun' oldu" diye ekliyorlar. Belki de en acı tarafı, cebinden çıkan aile fotoğrafıydı - yıpranmış kenarlarıyla onca zorlu görevde yanında taşıdığı tek hazine.
Bir Milletin Sırtını Dayadığı Duvar
Şimdi analar ağlıyor. Babalar, gözyaşlarını saklamaya çalışıyor. Komutanları, "En disiplinli askerlerimizdendi" diye anlatıyor onu. Aslında hepimiz biliyoruz ki, bu topraklar böyle fedakarlıklar üzerinde yükseliyor.
Son yolculuğunda, tabutuna sarılan bayrak belki de en çok ona yakışıyordu. Tören alanındaki o sessizlik - işte gerçek hüznün tanımı buydu. İnsan düşünmeden edemiyor: Kaçımız böyle bir özveri gösterebiliriz?
Ardında Kalanlar
Evine dönmeyi bekleyen bir eş, babasını kaybeden minik yürekler... Belki de en zoru, oğlunun kahramanlığını gururla anlatırken gözyaşlarını tutamayan yaşlı anne. "Vatan için" diyor, "Gözüm arkada kalmadı" diye ekliyor.
Bu ülkenin her karış toprağında böyle hikayeler var. Kimisi anlatılır, kimisi kalplerde saklı kalır. Ama hepsi, bu milletin çelik iradesinin birer parçası.