
İzmir'de dün akşam saatlerinde yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan o alçak saldırının ardından gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çevrilmişti. Nihayet beklenen açıklama geldi - ve oldukça sertti.
Erdoğan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, kelimeleri özenle seçerken bir yandan da mesajın sertliğinden hiç taviz vermedi. "İzmir'deki menfur saldırıyı lanetliyorum" diye başladığı açıklamasında, olayın hem maddi hem de manevi bağlantılarının araştırıldığının altını çizdi.
Şimdi herkesin aklındaki soru aynı: Bu alçaklığın arkasında kim var? Cumhurbaşkanı'nın açıklaması, istihbarat ve güvenlik birimlerinin konuyu en ince ayrıntısına kadar incelediğini gösteriyor. Öyle ya, bu tür olaylar genellikle göründükleri gibi olmuyor.
Milletin Dik Duruşu Karşısında Hiçbir Güç Duramaz
Erdoğan'ın sözlerindeki en dikkat çekici vurgu, Türk milletinin birlik ve beraberlik mesajıydı. "Milletin huzur ve refahını bozmaya kimsenin gücü yetmeyecek" ifadesi, aslında tüm terör örgütlerine ve kötü niyetli odaklara net bir göndermeydi.
Peki ya sonrası? Saldırının hemen ardından bölgeye sevk edilen güvenlik güçleri, olay yerinde adeta bir seferberlik başlattı. Sokaklar emniyet mensuplarıyla dolarken, bir yandan da istihbarat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. İnsan ister istemez düşünüyor - acaba daha büyük bir planın parçası mıydı bu?
İzmir'in Sessiz Çığlığı
İzmir halkı ise bu alçak saldırı karşısında her zamanki gibi dimdik duruyor. Cadde ve sokaklarda hayat normale dönmeye başlarken, insanların yüzündeki o buruk ifade, yaşananların ne denli derin yaralar açtığını gösteriyor.
Ankara'dan gelen mesajlar ise oldukça net: Terörle mücadelede en ufak bir taviz verilmeyecek. Güvenlik güçlerimiz, bu ve benzeri saldırıların perde arkasındaki isimleri tek tek ortaya çıkarmak için gece gündüz demeden çalışıyor.
Son dönemde artan bu tür provokatif eylemler, aslında Türkiye'nin bölgedeki gücünden rahatsız olanların işi olsa gerek. Nitekim Cumhurbaşkanı'nın açıklamasındaki o vurgu - "bağlantıları araştırılıyor" sözü - tam da bu noktaya işaret ediyor.
İzmir'de yaşananlar, aslında hepimizin bir kez daha uyanması gerektiğini hatırlattı. Terörle mücadele sadece güvenlik güçlerinin işi değil - topyekün bir millet olma bilinci gerektiriyor. Erdoğan'ın da dediği gibi: "Birlik olduğumuz sürece hiçbir güç bölüp parçalayamaz bizi."