
İzmir'de dün akşam saatlerinde yaşanan o menfur olay, aslında hiç de öngörülemeyecek türden değildi. Gözlerden uzak, tek başına hareket eden bir saldırgan... Belki de en tehlikelisi buydu.
Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre, saldırganın "yalnız kurt" modus operandisiyle hareket ettiği artık kesinlik kazandı. Yani herhangi bir örgütle bağlantısı olmadan, tamamen kendi inisiyatifiyle planladığı bu korkunç eylem.
Peki Nasıl Oldu Da Fark Edilmedi?
İşin en can alıcı kısmı burası. Güvenlik birimleri aylardır bu tür bireysel eylemler için uyarıyordu aslında. Ama kimse İzmir'de böyle bir şey bekliyor muydu? Hayır, açıkçası pek beklediğimiz söylenemez.
Saldırganın sosyal medya geçmişi incelendiğinde -ki bu incelemeler hala devam ediyor- radyalleşme belirtileri gösterdiği anlaşılıyor. Ancak bunlar o kadar belirgin değilmiş meğerse. Üstelik herhangi bir iletişim ağına dahil olmadan, tamamen izole şekilde planlamış her şeyi.
Şimdi emniyet yetkilileri derin bir nefes alıp olayın nasıl gözden kaçırıldığını sorguluyor. Çünkü bu tür 'yalnız kurt' eylemleri, organize yapılara kıyasla çok daha zor tespit ediliyor maalesef.
Peki Ya Önlemler?
Aslında alınan önlemler yetersiz değildi diyorlar. Ama işte böyle durumlarda, en iyi planlar bile bazen yetersiz kalabiliyor. İnsan faktörü devreye giriyor ve olan oluyor.
Uzmanlar özellikle son dönemde bu tür bireysel radyalleşme vakalarının arttığı konusunda uyarıyor zaten. Sosyal medyanın karanlık dehlizlerinde dolaşan bu insanlar, bir anda ortaya çıkıp ne yazık ki böyle acı olaylara imza atabiliyor.
İzmir'deki bu olay, aslında hepimizin yeniden düşünmesi gereken bir konu. Güvenlik önlemleri elbette önemli ama toplum olarak da bu tür bireyleri erken tespit edebilmek için daha duyarlı olmalıyız belki de.
Sonuç olarak, yaşanan bu acı olay bize gösterdi ki; en beklenmedik anlarda, en beklenmedik yerlerden gelebiliyor tehdit. Ve mücadele etmemiz gereken sadece organize yapılar değil, aynı zamanda bu 'yalnız kurt'lar.