250 Yazar Gazze İçin Tek Yürek Oldu: 'Bu Zulüm Sessiz Kalınamaz!'
250 Yazar Gazze Zulmünü Kınadı

Tam da insanlığın nefesini kesen o görüntüler karşısında kelimelerin yetersiz kaldığı bir dönemde, kalemini konuşturanlar sahneye çıktı. İnanılmaz bir şey: Türkiye'nin dört bir yanından 250'yi aşkın yazar, şair, entelektüel... Hepsi tek bir amaç uğruna, Gazze'de yaşanan insanlık trajedisine dikkat çekmek için kolları sıvadı. Adeta bir feryat gibi yükselen bu ortak metin, İsrail'in sivil hedeflere yönelik saldırılarını 'savaş suçu' olarak nitelendiriyor.

Peki ne diyor bu bildiri? Özü şu: Uluslararası toplumun bu zulme seyirci kalmayı bırakması gerekiyor. Evet, gerçekten de öyle. Bildiride, dünyanın gözü önünde yaşanan bu insanlık dramına karşı derhal harekete geçilmesi isteniyor. Sivillerin, çocukların, hastanelerin hedef alınması kabul edilemez bir durum – hem de hiçbir şekilde.

Kalemler, Silahlara Karşı

Bu toprakların önemli kalemleri, neredeyse hiç tereddüt etmeden destek verdi açıklamaya. İmzacılar arasında romancılar, deneme yazarları, akademisyenler ve şairler var. Hepsinin ortak kaygısı, insanlık onurunun Gazze'de paramparça edilişi. 'Artık yeter!' diyorlar adeta. Seslerini duyurmak için bir araya gelmeleri, aslında sanatın ve edebiyatın gücünü hatırlatıyor bize. Kelimeler bazen silahtan daha etkili olabiliyor, değil mi?

Şu an dünya kamuoyu – en azından bir kısmı – bu acımasız saldırılar karşısında bir şaşkınlık içinde. Ama bu yazarlar, o şaşkınlığı eyleme dönüştürmek istiyor. Barış çağrısı yapmakla kalmıyor, somut adımlar atılması konusunda da ısrarcılar. İnsani yardım koridorlarının derhal açılması, sivil kayıpların durdurulması... Bunlar olmazsa olmaz talepler.

Uluslararası Sessizlik Nereye Kadar?

Aslında en can alıcı nokta belki de bu: Neden dünya, bu kadar açık bir insanlık suçuna karşı bu kadar sessiz? Yazarlar, bu soruyu cesaretle soruyor ve uluslararası kuruluşları göreve çağırıyor. Birleşmiş Milletler'in, insan hakları örgütlerinin bu konuda daha etkin olması gerektiğini vurguluyorlar. Çünkü susmak, bir nevi suça ortak olmak anlamına gelebilir – ki bu korkunç bir ihtimal.

Sonuçta ortada vicdanı olan herkesi yaralayan bir tablo var. Ve işte tam da bu noktada, sanatçıların ve aydınların sorumluluğu devreye giriyor. Onlar, görmezden gelineni göstermek, duyulmayanın sesi olmak için bir araya geldi. Umarım bu çağrı, gerekli yankıyı bulur ve Gazze'deki masum insanlar için bir umut ışığı olur.