Gözlerimizin önünde, adeta bir kabus gibi yayılan bir trajedi var. Sokaklar, açlığın pençesinde kıvranan insanlarla dolu. Kimi zaman bir köşe başında, kimi zaman bir park bankında cansız bedenlerle karşılaşıyoruz. Bu, modern dünyanın karanlık yüzü.
Durum o kadar vahim ki, bazı bölgelerde insanlar günlerce tek lokma yemek yemeden hayatta kalmaya çalışıyor. Çocuklar, yaşlılar, kadınlar... Hepsi aynı kaderi paylaşıyor. "Yardım edin!" çığlıkları giderek yükseliyor ama duyan var mı?
Bir Avuç Pirinç İçin Ölümüne Mücadele
Bazıları için bir dilim ekmek bile lüks sayılırken, diğer yanda israfın haddi hesabı yok. Dünya bu çelişkiyle nasıl baş edecek? Belki de en acı olan, bu insanların çoğunun aslında çalışabilecek durumda olması. Ama iş yok, umut yok, gelecek yok.
Uzmanlar, durumun daha da kötüleşebileceği konusunda uyarıyor. "Eğer önlem alınmazsa..." diye başlayan cümleler, artık klişe olmaktan öteye geçemiyor. Çünkü önlem alınmıyor!
Yardım Kuruluşları Son Derece Zor Durumda
Gönüllüler ellerinden geleni yapıyor ama kaynaklar tükeniyor. Bir yetkili, "Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik" diyor ve ekliyor: "Her gün yeni vakalar geliyor. Sistem çökmek üzere."
Peki ne yapılmalı? İşte bazı öneriler:
- Acilen gıda bankaları sayısı artırılmalı
- Yerel yönetimler harekete geçmeli
- Uluslararası yardım kuruluşları devreye girmeli
Bu kriz, hepimizin meselesi. Göz yummak artık bir seçenek değil. Unutmayın, bugün onlar, yarın belki de biz...
