
Güneşin tam tepede olduğu bir öğle vakti, kalabalık bir grup insan ellerinde dövizlerle bir araya geldi. Kiminin yüzünde öfke, kiminde ise umutsuzluk vardı. Hepsinin ortak bir mesajı vardı: "Adalet!"
"Artık yeter!" diye haykırdı orta yaşlı bir kadın, sesi titreyerek. "Yıllardır aynı hikaye. Biz sadece insanca yaşamak istiyoruz, o kadar."
Kalabalığın arasında gençler de vardı, yaşlılar da. Kimi üniversiteli, kimi emekli. Hepsi farklı hikayelerle gelmişti ama aynı acıyı paylaşıyorlardı. Adaletin tecelli etmediği bir sistemin yükünü omuzlarında hissediyorlardı.
Neden Sokaktalar?
Protestocuların talepleri netti:
- Eşitlikçi bir adalet sistemi
- Yargıda tarafsızlık
- Vatandaşın sesinin duyulması
"Para pul istemiyoruz" diye açıkladı genç bir protestocu, gözlüklerinin ardından akan yaşları silerek. "Sadece... sadece adil davranılmasını istiyoruz. Bu kadar basit."
Polis barikatları arkasında toplanan kalabalık, zaman zaman sloganlar atıyor, zaman zaman da sessizce bekliyordu. Sanki suskunlukları, sözcüklerden daha güçlü bir mesaj veriyordu.
Yetkililer Ne Diyor?
Olay yerine gelen bir yetkili, "Herkesin görüşünü ifade etme hakkı var" açıklamasını yaptı. Ancak protestocular bu açıklamayı yeterli bulmadı. "Laf değil, icraat istiyoruz" diye karşılık verdiler.
Gün batımına doğru kalabalık dağılmaya başladı. Ama herkes biliyordu ki bu, son değildi. Yarın, öbür gün... Adalet gelene kadar bu sesler susmayacaktı.